Dergi Bursa Haziran/Temmuz 2014 - page 58

56
kitabi
literary
Erkeklere methiye
Praise to men
Emine Civanoğlu
“It is true gentleman that you
discovered continents on
horseback/that you came to
our living room nicely/after
ransacking the maps and
swimming on paper rivers. We
stopped and waited/blessed
stillness/we did one more thing
gentleman/while we stopped and
waited for you/we watched your/
sublime and grandiose voyage/
we had no one with us but God/
He became companion/to our
stillness/Say, did you make
up God just for us gentleman.
We created words for stillness/
as we waited for you/now sit
comfortably on your chair and
rest. Do not feel saddened if your
words do not rear up gentleman/
we waited in our living room/
knowing your poorness/your
tiredness/your hunger/blessing
our own stillness/and we named
mountains and stones/just as the
poet says/we earned the vulgarity
of mountains gentleman.”
This world with all kinds of four
legged creatures on it, and all
kinds of snakes and lies, those
who breathe vigorously to do
justice to the word of life even
if unknowingly, those who are
either alone or lose their lives if
they do not indulge the opposite
sex and all gentlemen and men is
actually made up of all the words
that those men and women
cannot say to each other. It’s a
lie that the world is made up of
rocks, sea
Plains, ice fire and water, of air
and dust; this world is made
up of words withheld by men
and women condemning and
saddening them all; that’s for
sure. These words are so much
and so solid and buried so
deep that it is the reason why
women and men are desperate
without enjoying the soft shelter
of loving and understanding
one another. What is more,
the words of women lay traps
for women and the words of
men lay traps for men, startling
them and making unthinkable
plans to take the revenge of a
thousand generations. Hatice
Meryem is a healer who can
convince the words to stay calm.
Hatice Meryem has a power that
succeeds in bringing together the
words of women with the words
of men in a spacious hallway
filled with fragrant breaths;
making them sit side by side
on velvet chairs making all their
pasts and futures touch one
another and of course seaming
veiled, transparent clothes for the
words of women while subduing
the words of men.
“We do not sleep late at night
gentleman/winding the clocks/
swallowing the words/forgetting
the homeworks that we did not
make/and we sleep early. We
are in love with you gentleman/
we think you are gentle/
optimistic/that you are keen on
old words/we want to think so.
Gentleman/do you also think that/
sympathetic words resemble/
small tawny and pretty people.”
Hatice Meryem pulls out
words from under the stones.
“Doğrudur keşfettiniz
beyefendi at sırtında kıtaları/
haritaları altüst edip ve
yüzüp kağıttan ırmaklarda/
geldiniz salonumuza hoş.
Durup bekledik biz de doğru/
kıpırtısızlığı kutsadık/bir şey
daha yaptık beyefendi/durup
da beklerken sizi/seyrettik
haşmetli/seyrettik kudretli
yolculuğunuzu/Allah’tan
başka kimse yoktu yanımızda/
Allah arkadaşımız oldu bizim/
yoldaşı kıpırtısızlığımızın/
sahi siz Allah’ı bizim için mi
icat ettiniz beyefendi. Durup
da beklemenin/kelimelerini
yarattık sizi beklerken/şimdi
yerleşin koltuğunuza rahat
dinlenin. Kaldıramazsanız
kelimelerinizi şaha/üzülmeyin
beyefendi/fukaralıklarınızı/
yorgunlarınızı açlıklarınızı/
bilerek bekledik salonumuzda/
kutsadık kendi kıpırtısızlığımızı/
ve durup isim vermeyi dağa
taşa/baka baka/şairin dediği
gibi/dağ görgüsüzlüğü
kazandık beyefendi.”
Üstünde envai dört ayaklının,
türlü çeşit yılanın ve yalanın,
hayat denilen kelimenin hakkını
vermek için hepsi bilinçle
değilse de nice canhıraş
nefes alanın, karşı cinse yüz
vermezse ya yalnız kalanın
ya da canından olanın,
dişinin ve erkeğin biricik
gezegeni olan bu dünya,
aslında kadının ve erkeğin
birbirlerine söyleyemedikleri
kelimelerden oluşmaktadır.
Taştan topraktan, denizden
ovadan, buzdan çoraktan,
ateşten ve sudan, havadan
ve tozdan oluştuğu yalandır
bu dünyanın; bu dünya
kadının erkekten, erkeğin
kadından esirgemekle hem
mahkum hem mahzun olduğu
kelimelerden oluşmaktadır
bu kesin. Öyle çoktur ve öyle
kaskatıdır ve öyle derindedir ki
o kelimeler, kadının da erkeğin
de birbirlerini anlamada,
sevmede, o yumuşacık
kuytunun keyfini sürmeden
çaresiz olmalarının sebebi
de budur. Dahası da kadının
kelimeleri kadına, erkeğin
kelimeleri erkeğe tuzaklar
kurmakta, yollarını şaşırtmakta,
bazen bin neslin intikamını
almak için akla gelmez planlar
yapmaktadırlar. Kelimeleri uslu
durmaya, sakin olmaya ikna
edebilen bir şifacıdır Hatice
Meryem. Kadının kelimeleri
ile erkeğin kelimelerini
aydınlık, ferah, mis kokulu
nefeslerle dolu bir salonda
buluşturmayı başaran; onları
kadife koltukların üzerinde,
birbirlerinin bütün gelmişlerine
ve geçim işlerine değecek
kadar yan yana oturtmayı
başaran; kadının kelimelerine
1...,48,49,50,51,52,53,54,55,56,57 59,60,61,62,63,64,65,66,67,68,...132
Powered by FlippingBook