Dergi Bursa Haziran/Temmuz 2014 - page 59

57
Hatice Meryem / Beyefendi / Erkeklere methiye
Hatice Meryem / Gentlemen / Praise to men
Saves them from the hands of
snatchers. Enlivens them by
watering the dry, wrinkled up,
lifeless parts of words with the
waters of the mind, body and
purpose of women. Even though
gentleman reads like a poem,
even if all the line of this small,
graceful, rigorous book is as
sharp as razors; it is actually
large book that has its way with
even the most veteran of readers.
“So gentleman/what if we lit up/
every nook and cranny of our
words/would be so kind/and
promise us to not be scared. Are
you ready to see under the light/
the wild side of our words/that
you have forgotten/or left aside in
the deepest of caves.”
Hatice Meryem tries to empty
the dirty blood running in
the veins between men and
women in Gentleman after her
masterpieces Let Me Have a
Husband By My Side Even if He’s
As Small As a Fly by showing us
how much time men waste on the
road to women and how women
hide their words in the deepest,
darkest and serpentine of places
because of their fright of men.
Life continues to flow like a warm
joke from where Hatice Meryem
finishes a sentence. Then the
words come and sit by our side.
Take them in, since not loving
them is one thing but loving them
brings forth miracles.
tülden ve tabii içi gösteren
elbiseler dikerek erkeğin
kelimelerini hizaya getirmeyi
başaran bir iktidar Hatice
Meryem.
“Geceleri geç uyumayız
beyefendi/saatleri kurar/
kelimeleri yutar/yapmadığımız
ödevleri unutur/erkenden
uyuruz. Beyefendi aşığız
biz size/kibar olduğunuzu
zannediyoruz/iyimser
olduğunuzu/eski kelimelere
düşkün olduğunuzu
zannediyoruz/zannetmeyi
istiyoruz. Beyefendi sizce de
benzer mi/sempatik kelimeler/
ufak tefek/esmer sevimli
kişilere.”
Taşın altından kelimeler
çıkarıyor Beyefendi’de Hatice
Meryem. Kapkaççıların
elinden kelimeleri kurtarıyor.
Kelimelerin beklemekten
kurumuş, buruşmuş, cansız
kalmış yerlerine kadının aklının,
bedeninin, amacının suyunu
döküp onları canlandırıyor.
Beyefendi bir şiir gibi dursa
da elimizde, şiir gibi incecik,
zarif, özenli, düzenli, her satırı
jilet gibi ütülü olsa da, aslında
geniş, salonlara sığmayacak
kadar heybetli, tuttuğunu
koparan, aklına koyduğunu
okurun en kıdemlisine bile
yapan büyük bir kitap.
“Peki beyefendi siz/her
köşesini kelimelerimizin/
kıyı bucak ama/aydınlatırsak
korkmayacağınıza/verir
misiniz söz. Vahşi hallerini
kelimelerimizin/unuttuğunuz
hani o devirde/veya/bıraktığını
o mağarada/hallerimizi/
kelimelerini o hallerimizin/
hazır mısınız/aydınlıkta şimdi
görmeye.”
Erkeğin kadına giden yolda
ne çok ve nasıl da zavallıca
zaman kaybettiğini, erkeğin
kadını korkutmasından sebep
kadının da kelimelerini en
daracık yerlere, en karanlık
yerlere, en havasız yerlere, en
dolambaçlı yerlere sakladığını,
sodaya basılıp kaynar suda
dövüle dövüle yıkanmış
bembeyaz bir yeni gelin çarşafı
gibi önümüze seren Hatice
Meryem, Sinek Kadar Kocam
Olsun Başımda Bulunsun
adlı şahanesinden sonra
Beyefendi’de de kadınla erkek
arasındaki damarda dolaşan
kirli kanı boşaltmaya çalışıyor.
Hatice Meryem’in cümleyi
bitirdiği yerden, hayat ilk anda
bir şaka gibi devam ediyor
önce. Sonra kelimeler gelip
oturuyor evde yanınıza. Onları
aranıza alın, birlikte sevin. Zira
sevmeseniz bir türlü, sevseniz
gani mucizelerle dolu.
1...,49,50,51,52,53,54,55,56,57,58 60,61,62,63,64,65,66,67,68,69,...132
Powered by FlippingBook