126
        
        
          uzaktaki yakın
        
        
          so far so close
        
        
          hayatının kalbinin attığı Gazi.
        
        
          Technopolis isimli eski bir
        
        
          gaz fabrikası ve çevresindeki
        
        
          mekanlar dünya standartında.
        
        
          Haftasonları tıklım tıklım
        
        
          olan bu bölgede her türden
        
        
          gece kulübü, restoran ve bar
        
        
          bulmanız mümkün. Alanlarında
        
        
          dünyanın en iyileri arasında
        
        
          sayılan barlar eğlenceye
        
        
          düşkün, gece hayatına meraklı
        
        
          okurlar için tek başına Atina
        
        
          seyahatinin sebebi olabilir.
        
        
          Eğer geç saatlerde tehlikeli
        
        
          olacak mahalleler konusunda
        
        
          bir kaygıya sahipseniz
        
        
          Omonia, Tositsa ve
        
        
          Koumoundourou meydanları
        
        
          ile özellikle Evripidou &
        
        
          Sofokleous sokaklarından
        
        
          uzak durmalı. Omonia
        
        
          Meydanı şehrin eskiden
        
        
          daha önemli olan, kalabalık,
        
        
          ancak nispeten dışında
        
        
          bulunan meydanlarından
        
        
          biri. Önceliğimiz değil ama
        
        
          fazla vakti olan gezginlerin
        
        
          ziyaret etmesi, geçerken Atina
        
        
          Belediye Binası’nı da görmesi
        
        
          mümkün. Ulusal Arkeoloji
        
        
          Müzesi yolumuzun üstünde
        
        
          bulunan bu meydan ve çevresi
        
        
          biraz fazla kozmopolit bir
        
        
          yapıda. Atina şehri olağanüstü
        
        
          kaçak göç alıyor. Hem
        
        
          Avrupa’nın giriş kapısı oluşu,
        
        
          hem AB üyeliği hem de çoklu
        
        
          deniz kıyıları Yunanistan’ı ve
        
        
          elbette Atina’yı milyonlarca
        
        
          Afrikalı ve Orta Doğulu
        
        
          için umut kapısı yapmış.
        
        
          Göçmenlerin yoğunlaştığı
        
        
          Omonia civarındaki sokaklar
        
        
          pek tekin değil. Özellikle
        
        
          geceleri.
        
        
          Omonia’nın
        
        
          biraz ilerisindeki
        
        
          Exarcheia ise
        
        
          öğrencilerin,
        
        
          sanatçıların,
        
        
          anarşistlerin
        
        
          bölgesi. Bu
        
        
          bölgede
        
        
          bankalara,
        
        
          şirketlere,
        
        
          karakollara,
        
        
          kısaca otorite
        
        
          ve kapitalizmi sembolize eden
        
        
          her şeye aşırı bir tepki var.
        
        
          2008 yılında ayaklanmaların
        
        
          başladığı bu bölgenin sert bir
        
        
          imajı olsa da, organik gıda
        
        
          satan yerler, kitapçılar, çizgi
        
        
          roman dükkanları ve elbette
        
        
          her yanı sarmış graffitiler ile
        
        
          görülmeye değer bir bölge.
        
        
          National Archeaological
        
        
          Museum yani Ulusal Arkeoloji
        
        
          Müzesi de burada. Onlarca
        
        
          müze olan bu şehirde, sadece
        
        
          bir müzeye ayıracak vaktiniz
        
        
          varsa mutlaka orjinal yapısı
        
        
          1866’da inşa edilmiş olan
        
        
          National Archaeological
        
        
          Museum’u gezmelisiniz.
        
        
          Günümüze dek Yunan sanatını
        
        
          besleyen kültürlerden bugüne
        
        
          ulaşabilmiş her tür sanat
        
        
          eseri bu müzede yerini almış.
        
        
          48 odadan oluşan müze iki
        
        
          katlı. Yunan heykel sanatının
        
        
          en önemli koleksiyonunu
        
        
          ve Avrupa’daki dördüncü
        
        
          en önemli Mısır sergisini
        
        
          burada görebilirsiniz. Müze
        
        
          genel olarak heykel sanatı
        
        
          üzerine yoğunlaşmış. M.Ö.
        
        
          700’lü yıllardan Bizans
        
        
          dönemine dek heykel sanatının
        
        
          kronolojik olarak gelişimini
        
        
          izlemek ve her odada bir
        
        
          öncekinden daha ihtişamlı
        
        
          heykelleri merakla takip
        
        
          etmek çok keyifli. Tarih öncesi
        
        
          koleksiyonda özellikle M.Ö.
        
        
          1500’lerden kaldığı tahmin
        
        
          edilen altın Agamemnon
        
        
          Maskesi görülmeli. Enteresan
        
        
          figür ve öyküleriyle zengin
        
        
          lahit koleksiyonu ve sualtı
        
        
          arkeolojisine ayrılan bölüm de
        
        
          çok ilginç. Vaktin su gibi geçtiği
        
        
          bu kapsamlı müze için en az üç
        
        
          saatinizi gözden çıkarmalısınız.
        
        
          Arkeoloji Müzesi’nin biraz
        
        
          ilerisinde kolaylıkla bulacağınız
        
        
          endüstriyel tasarımlı modern
        
        
          binada yer alan Hellenic
        
        
          Motor Museum ise otomobil
        
        
          meraklılarını fazlasıyla memnun
        
        
          edecek türden çok zengin bir
        
        
          başka müze.
        
        
          Atina’da görülmesi gereken
        
        
          bir diğer ünlü müze ise
        
        
          Kolonaki bölgesinde işadamı
        
        
          Antonis Benakis’in özel
        
        
          koleksiyonun sergilendiği
        
        
          Benaki Museum. Müzede
        
        
          sergilenen eserlerin tarihi M.Ö.
        
        
          7000 yıllarına kadar uzanıyor.
        
        
          Helenistik ve Roma dönemine,
        
        
          Hristiyanlık dönemine ve
        
        
          Ankara, Kapadokya, Batı
        
        
          Ege Yunanlılarına ait eserler
        
        
          oldukça ilgi çekici. Bu müzenin
        
        
          dışında Ulusal Tarih Müzesi
        
        
          ve Atina Şehir Müzesi’nin
        
        
          de bulunduğu şehrin en
        
        
          gözde semtlerinden biri
        
        
          olan Kolonaki için Atina’nın
        
        
          Nişantaşı’sı diyebiliriz.
        
        
          Şehrin en şık ve havalı
        
        
          semti. Her yerde tasarımcı
        
        
          butikleri, restoran ve açık
        
        
          hava kafeleri var. En popüler
        
        
          caddeleri Voukourestiou ile
        
        
          Panepistimou. Monastiraki’den
        
        
          Kolonaki’ye yürüyerek yarım
        
        
          saatte gitmek mümkün.
        
        
          Syntagma Meydanı’nı
        
        
          Kolonaki’ye bağlayan bulvar
        
        
          boyunca konsolosluklar
        
        
          sıralanıyor.
        
        
          Kolonaki semtinin hemen
        
        
          yanında, şehrin ortasında
        
        
          yükselen üçgen şeklinde
        
        
          dik bir tepeyi mutlaka
        
        
          göreceksiniz. Burası
        
        
          Lykavittos Tepesi. Şehrin
        
        
          en iyi manzarası bu tepede.
        
        
          Çünkü Akropolis’teyken
        
        
          manzaranızda bizzat kendisi
        
        
          eksik. Burada tamamlanıyor.
        
        
          Akropolis ve arkasında
        
        
          Sarokinos Körfezi ile harika
        
        
          bir panoramik manzara sizi
        
        
          bekliyor. Tepedeki St.George
        
        
          Şapeli’nin yanında fiyatları
        
        
          biraz yüksek olan güzel bir cafe
        
        
          restoran mevcut. Şapelin biraz
        
        
          altında bir noktaya Ploutarchou
        
        
          Caddesi’nden teleferikle çıkış
        
        
          7 Avro. Alternatif olarak taksi
        
        
          tercih edilebilir ama her şekilde
        
        
          yürümeniz gerekecek. Ancak
        
        
          her adımınıza da değecek.
        
        
          Şehirden biraz uzaklaşmak
        
        
          isteyenler Pire’yi görmek
        
        
          üzere 30 dakikalık bir
        
        
          metro yolculuğuna çıkabilir.
        
        
          Şimdilerde endüstriyel ağırlıklı
        
        
          bir semt ve halen önemli bir
        
        
          liman bölgesi olmaya devam
        
        
          ediyor. Öncelikli listemizde
        
        
          değil ancak vaktiniz varsa
        
        
          deniz kenarında yürüyüş için
        
        
          değerlendirilebilir. Atina’dan
        
        
          bir günlüğüne adalar turu
        
        
          yapmak isterseniz, en
        
        
          yakında Saronikos Adaları
        
        
          var. Tapınaklara doyamadım,
        
        
          biraz da kumsal görsem fena
        
        
          olmaz diyenler ise bir günlerini
        
        
          Attica’nın güneydoğu ucunda
        
        
          yer alan Sounio Bölgesi’ne
        
        
          ayırabilirler. Adına yakışır
        
        
          şekilde deniz kıyısında yüksek
        
        
          bir yamaçta yer alan Poseidon
        
        
          Tapınağı’nın bulunduğu
        
        
          bölgede denizler tanrısının
        
        
          gözetminde plaj keyfi yapmak,
        
        
          Ege Denizi’nin tadını çıkarmak
        
        
          mümkün.
        
        
          Komşu başkent Atina hemen
        
        
          yanı başımızda olması, ulaşım
        
        
          alternatiflerinin bolluğu,
        
        
          ortak kültürümüz, tarihi ve
        
        
          şehrin insana verdiği yaşam
        
        
          enerjisi ile gezilecek yerler
        
        
          listenizin içinde hatta listenin
        
        
          en başlarında yer alması
        
        
          gereken şehirlerden biri.
        
        
          Yeni kuşaklar karşılıklı ziyaret
        
        
          ettikçe birbirimizi tanıyacak
        
        
          ve ön yargılarımızı yıkacağız.
        
        
          Ege kıyılarındaki dalgalar çok
        
        
          daha fazla barış taşıyacak
        
        
          ve dalgaların hışırtılarına
        
        
          ancak zeybek ile sirtaki eşlik
        
        
          edecek. Minimum ön yargı ile
        
        
          giderseniz, göreceksiniz ki
        
        
          öğretilenle yaşanan çok ama
        
        
          çok uzak, oysa ki kıyılarımız
        
        
          çok yakın.