118
uzaktaki yakın
so far so close
edebileceğiniz üzere güneş
battıktan sonra başlamakta.
Monastraki bölgesi ile birlikte
Atina’nın geleneksel gece
hayatının canlılığını burada
görmek mümkün. Gün batınca
tavernalar canlanıyor ve
sokakları Yunan melodileri
doldurmaya başlıyor. Bu
da demek oluyor ki Atina
akşamlarından en az birini
Rembetiko, uzo ve lezzetli
Yunan yemekleri eşliğinde
Plaka’ya ayırmak lazım.
Kültürlerimiz arasındaki
benzerliği gözlemlemek için
doğru yerdesiniz. Eğlenceyi
akşama saklayıp öğle
yemeğini fazla uzatmadan
yola koyulmalı. Akropolis’in
Plaka’ya bakan yamacındaki
Anafiotika ise başkentin
göbeğindeki beyaz boyalı
evler ve pencerelerin, kapıların
önlerini süsleyen sardunyalar
ile Yunan adalarından esintiler
taşıyan özel bir bölge. Yamacı
sağınıza almak koşuluğuyla
kaybolmak serbest. Telaşa
gerek yok. Sokaklar sizin.
Karışın sardunyalara.
Plaka bölgesini bitirdiğinizde
güney yönünde karşınıza
büyük bir bulvar çıkacak.
Syngrou Bulvarı’nda yolun
hemen karşısında göreceğiniz
üç sütunlu yapı kalıntısı
Atina’nın simgesel antik
yapılarından Hadrian’ın arkı.
Bunun hemen arkasındaki
alanda ise Yunan topraklarında
inşa edilmiş en büyük tapınak
bulunuyor: Olimpiyalı Zeus
Tapınağı. Bugün geriye
sadece 15 sütunu kalan bu
devasa tapınak Antik Yunan
Medeniyeti’nin en baba
tanrısı Zeus’a adanmış.
Orjinali 250 m uzunluğunda,
130 m genişliğinde ve 17 m
yüksekliğinde sütunları olan
bu tapınağın yapımına M.Ö.
6. yüzyılda başlanmış ve
yapı, Hadrianus döneminde
bitirilebilmiş. Altın ve
fildişinden yapılmış dev
bir Zeus heykelini koruyan
tapınak, yapıldığında 108
country. It is worth seeing but it
is debatable whether buying a
ticket for it makes sense or not.
If you think that you have
spent enough time in open air,
Acropolis Museum awaits within
walking distance. The Acropolis
Museum is located right at the
exit of the subway station on
the hill that climbs up to the
main entrance of the Acropolis
with its grandiose and modern
structure and should be among
the to-do list of everyone visiting
Athens. Even though the New
Acropolis Museum at world
standards that was opened in
2007 received negative reactions
due to its high cost and modern
architecture that does not suit
the ancient architecture of the
Acropolis, I think the museum
building itself is even worth
seeing. The museum has been
built on the ruins site. Of course
it is preserved. It is possible to
see the remains down below
because the entrance of the
building and the ground floor are
transparent. The archeological
excavations are still going on
underneath the building. The
pieces are displayed in three
floors. The pieces unearthed
from the foothills of the Acropolis
are on display at the first
floor. The replicas and video
presentations are important
for seeing the change that
Acropolis has went through over
time as well as to observe the
adaptation. When you climb a
long and steep corridor as if
you are really climbing to the
Acropolis, you are greeted with
statues, frescoes from the Nike
and Erectheion temples as well
as the original caryatid statues
of Erekhtheion along with the
mockups of these temples.
The statues and busts in the
large hall are really striking. The
mingling of the statues scattered
on the top balcony with the
visitors is a scene that reminds
one of how short the thousands
of years that have passed are
as well as the relativity of time.
The top floor devoted to the
Parthenon is where statues and
reliefs from the ornamented
pediments located at the roof
of Parthenon are displayed.
Even though the incomplete
statues that await their remaining
parts from the British Museum
and Berlin are somewhat