113
anlatan bir film, örneğin
“Dedemin İnsanları”nı ya da
“Evdeki Yabancıları” izlemek ya
da “Emanet Çeyiz”, “Benden
Selam Söyle Anadolu’ya”
gibi bir kitabı okumak gerek.
Çünkü aslında en yakın
komşumuzun kalbine gidiyoruz
ve o kalbin de kırıkları var
bizdeki gibi. Ve elbette biraz
da müzik fena olmaz. Bizim
Sezen’imiz, Lübnan’ın Fairuz’u
neyse Yunanistan’ın da Haris
Alexiou’su var. Seyahat
hazırlıklarına mümkünse bir
albümünü eklemeli. Biraz
araştırınca aslında kulağınıza
aşina ne çok ortak şarkı
ve melodinin olduğunu
farkedeceksiniz, keyfini çıkarın.
Neolitik Çağ’dan, İlk Yunan
medeniyetine, Roma’dan
Bizans’a, İstilacı Latin
Döneminden Osmanlı’ya
ve günümüz Yunanistan’ına
ulaşan bu toprakların başkenti
onlarca kez kuşatma, işgal ve
iç savaş gören, yıkılıp yıkılıp
yeniden yapılan, yorgun ve
derin geçmişi olan bir şehir.
Yunan Bağımsızlık Savaşı
sırasında tümüyle boşaltılan
ve 1833’te Akropolis’in
kuzeyindeki küçük, dağınık
evlerde 4 bine kadar gerileyen
nüfus bugün toplamda 4
milyon civarında. Bunun
azımsanmayacak bir
bölümü de Türkiye kökenli
olanlar. 1924 öncesi Yunan
Krallığı’nın toplam nüfusu 2
milyon civarında iken buna
Lozan Barış Antlaşması
sonrası Nüfus Mübadelesi ile
1.200.000 Türkiyeli Ortodoks
Hıristiyan Rum eklendiğini
söylersem Anadolu etkisinin
ne denli fazla olduğunu tahmin
edebilirsiniz. İşte bu yüzden
herhangi bir turistten farklı
olacaksınız gittiğiniz her yerde.
Ve tepkiler çoğunlukla eski
bir dostla karşılaşmışcasına
içten olacak. Türk olduğunuzu
söylediğinizde hiç sıkıntı
The capital of these lands is
actually a weary city with an
ancient past dating back to
many invasions and wars from
the Neolithic Age, to the first
Greek civilization, to Rome and
Byzantine and from there to
the Invader Roman Period, the
Ottoman period until the Greece
of today. It had been completely
deserted during the Greek
War of Independence and the
population has dwindled down
to about 4 thousand people
living in small houses scattered
around the north of Acropolis
in 1833; today it has reached a
total of about 4 million people. A
large portion of this population
consists of those with origins
that go back to Turkey. The total
population of the Kingdom of
Greece prior to 1924 was about
2 million and you can estimate
the effect of Anatolia when I tell
you that about 1.200.000 Turkish
Orthodox Christian Greeks
were added to this during the
Population Exchange following
the Lausanne Agreement. That
is why you will not be an ordinary
tourist there. And the reactions
will mostly be as if you have
met an old friend. You will not
experience any difficulties when
you mention that you are Turkish.
Indeed, they will act in a friendlier
manner. They will keep on saying
“Bacanaki” and “Kardaşi” to
you. Each contact you make will
prove that the peoples have no
problem among each other. That
is why it is better to try Turkish for
communication before English.
Even though the exchanged
population is quite old now, it
is highly probable that you will
meet a new generation with
roots in Anatolia that is curious
about Turkish and actually can
speak it. Do not feel awkward,
we are visiting an old friend to
have a cup of coffee, so they will
understand when you say “with
mild sugar” as you do for Turkish
coffee. Start conversations,
make new friends. The people
are really great despite a few
exceptions. Everyone acts nice
until you say you are Turkish and
after you announce your identity
your relationship becomes much
better especially with the young
generation and the more prudent