107
hakkında bir fikriniz yoksa
kendinizi Dublin’in cıvıl cıvıl
sokaklarındaki eğlenceli,
samimi, sıcakkanlı ve sizi
aralarına girdiğiniz anda
yıllardır oradaymışsınız gibi
hissettiren kalabalığına bırakın.
365 gün boyunca bir şeylerin
kutlandığı; eğlenmek, bir arada
olmak için ufacık herhangi
bir bahanenin yeterli sayıldığı
Dublin’de en gözde festival
her yıl 14–18 Mart tarihleri
arasında yapılan, şehri baştan
başa yeşile boyayan St. Patrick
Festivali. İşte bu yüzden
özellikle tam da bu zamanlarda
burada olmalısınız. Dublin’in
de her şehir gibi kültürü,
tarihi dokusu, gelenek
göreneklerinin dayandığı
bir geçmişi, öğrenilmeye
değer bir tarihi var. Bırakın
sokakları, caddeleri, duvarları,
köprüleri ve müzeleri; Liffrey
Nehri anlatsın size. Dünyaca
ünlü İrlandalı yazarların
sözlerini yalnızca “Yazarlar
Müzesi”nde değil, kentin her
tarafında görecek, Dublin’in
çıkarttığı ünlü müzisyenlerin
notalarını şehrin sokaklarında
kovalayacaksınız. Playlist’e
U2’yi ekleyip yola çıkabilirsiniz.
Sevilla
Aşk ve tutkunun hüküm
sürdüğü, portakal kokulu
şehir Sevilla’da, her yıl Mart
sonunda başlayan Paskalya
kutlamalarıyla karşılanır
bahar… İspanya’nın 3. büyük
kenti Sevilla, aynı zamanda
ülkenin en önemli liman
kenti olma özelliğine sahip.
Etrafınızda kartpostallarla
yarışacak güzellikte
binaları, çiçek ve portakal
kokularıyla kaplı sokakları,
meydanları hiçbir vasıtaya
ihtiyaç duymadan yalnızca
yürüyerek keşfedebileceksiniz.
Guadalquivir Nehri’nin ikiye
böldüğü şehrin, Kristof
Kolomb’un mezarının
olduğuna inanılan Giralda
Kulesi’ni, Gotik mimari olarak
dünyanın en büyük yapısı olan
Sevilla Katedrali’ni, Magrip
döneminden kalma Alcazar
Sarayı’nı görmeden; daracık
sokaklarına sinmiş Flâmenko
havasını solumadan, kendinizi
yükselen topuk seslerinin
büyüsüne kaptırmadan
dönmeyin.
Granada
İspanyolcada “nar” anlamına
gelen ve Osmanlı döneminde
“Gırnata” olarak anılan,
İspanya’nın güneyindeki
Granada; nostaljik mahalleleri,
Zafer Çeşmesi, Mağribi
Köprüsü, Elhamra Sarayı,
daracık sokaklarındaki yıkık
dökük duvarlarını süsleyen
grafitileri, tarihi dokusu ve sizi
içine çekecek birçok sürpriziyle
başınızı döndürecek. Her
adımda Flamenko ezgilerini
duyup, içinize dolacak çiçek
kokularıyla kendinizden
geçecek; karşınıza çıkacak
olan sıcacık gülümsemeli,
esmer tenli güzel insanların
should be here during that time.
Dublin, much like any other city,
has a rich culture, historical
texture and a past that leans on
customs and traditions. Set aside
the streets, alleys, walls, bridges
and museums; Liffrey Rive can
tell it all. You will see quotes from
famous Irish authors not only
in the “Writer’s Museum” but all
over the city. You will chase the
notes of world famous Dublin
based musicians. You can add
some U2 to your playlist when
walking around.
Sevilla
Spring is greeted with Easter
celebrations in Sevilla, the
orange scented city dominated
with love and passion… Sevilla
is the 3rd largest city of Spain as
well as one of the most important
seaports. You can walk around
the city without any vehicle and
enjoy the magnificent buildings
as well as the orange and flower
scented streets. Do not leave
Sevilla without seeing the Giralda
Tower which is believed to be the
tomb of Christopher Columbus,
the Sevilla Cathedral which is
the largest building in the world
with a gothic architecture, the
Alcazar Palace dating back to
the Maghreb period and without
smelling the air of Flamenco
in the streets or without letting
yourself go to the magic of high
heels on stone in this city divided
in two by the Guadalquivir River.
Granada
Granada, known as “Gırnata”
during the Ottoman Period
means “pomegranate” in
Spanish and it will take your
breath away with its nostalgic
neighborhoods, graffiti covered
walls, Triumph Fountain, Moorish
Bridge, Alhambra Palace. You
will hear tunes of Flamenco at
every step, take in the scents
of flowers with each breath;
while witnessing the sincerity
of warmhearted, dark-skinned
people with joyous smiles.
You will feel one with them while
you are there and you won’t want
to leave.
Madrid
Madrid is another city you can
visit in every season of the year.
But in spring it’s even better…
Spring months are ideal if you
wish to witness the Bull Fighting
Festival carried out every year
in March, go on biking tours to
take in its fresh air or go on row
boat tours at its parks famous
for their lakes. The city right at
the heart of Spain takes its name
from the rising sun and greets
you with Puerto De Sol (Gate of
the Sun). Art and entertainment
blends together on the crowded
streets of Madrid well-preserved
for centuries. You will want
to visit this city over and over
again when you experience
its legendary nights, historical
buildings and world renowned
museums. That is why, it would
be best to touch the bear statue
accepted as the symbol of the
city and to experience the belief
that “anyone who touches this
statue is bound to return”.
Barcelona
Barcelona is a city that is worth
seeing with its myriad of colors…
It is the capital of Catalunya, one
of the 17 autonomous districts
of Spain and even though it is
located within the borders of
Spain, it is a city which is not
Sevilla