Dergi Bursa Oak 2015 - page 89

87
Emine Civanoğlu
CENK ÇALIŞIR / KAN YAĞMURU
CENK ÇALIŞIR / RAIN OF BLOOD
less’, ‘realize what the things you
watch on TV transform you into’,
‘realize the bloodshed to break
viewer records’. Karga TV that
broadcasts short horror movies
is actually a representation of a
world where one goes out to kill
people after sitting in the same
café with us. This book wants us
to know how far people like Ilker
can go who enjoy bloody events,
who think of blood even in all his
sexual fantasies and dreams and
that people like Chief Inspector
Emrah Polat and Inspector Aykut
Tekcan will not be enough to
cleanse this world. It wants us to
shudder while watching a bloody
movie at home and come to our
senses to realize that what we are
watching might have taken place
somewhere right at that moment.
The most terrifying part of the
Rain of Blood is that the blood
that is shed throughout the book
splatters on the reader as well.
Even though you will sometimes
get frustrated with Cenk Çalışır
for being so believable, this is
actually his success as a writer.
karanlık bir kuyuda düştüğünü
hissediyordu. –Daha karanlık,
daha soğuk, daha çaresiz
bir derinliğe...- Kıyısından
köşesinden çekip uzatılacak,
peşinden gidilecek bir fikri bile
yoktu. İki tane adam, İstanbul
Emniyet Teşkilatının tamamını
teyakkuz durumuna geçirmişti.
Bütün gözler kendisi ve Aykut
üzerine çevrilmişti ancak
dosyada bir adım bile yol
alamamışlardı.”
Kan Yağmuru, korkunç bir
kitap. Korkunç olma halini
tüyler ürpertici bir ustalıkla
becermiş bir kitap. Korkuyu
daha ilk sayfasından okurun
içine salan, her sayfasında
okuru daha büyük ve derin
bir korkunun içine çeken bir
kitap. Koca bir kentin her
yerine işlemiş, günden güne
daha fazla kana bulanmış bir
korkunun, okurun dünyasında
tiksindirici bir kan kokusuna
dönüştüğü bu kitap, ‘daha az
televizyon izle’, ‘televizyonda
izlediklerinin seni neye
dönüştürdüğünü bir an önce
fark et’, ‘izleyici rekoru kırmak
uğruna ne kanlar döküldüğünü
anla’ diyor bize. Kısa korku
filmleri yayımlayan Karga
TV, bizimle aynı kafede vakit
öldürdükten sonra sokağa
çıkıp hiç çekinmeden insan
öldürdüğü bir dünyanın temsili
aslında. Kanlı durumlardan
zevk alan, bütün seks
fantezilerine düşünde de
olsa kan bulaştıran İlker
gibi kansızın ne kadar ileri
gidebileceğini, en kanlı
olayları çözebilmek için her
şeyi yapsalar da aslında
Başkomiser Emrah Polat
ve Komiser Aykut Tekcan
gibilerin bu kirli dünyayı temize
çekmeye yetmeyeceğini bilelim
istiyor bu kitap. Bir akşam evde
uzanmış kanlı bir film izlerken,
kendimize gelelim ve o filmin
bir yerlerde belki de az önce
yaşanmış olabileceğini görelim
istiyor. Kan Yağmuru’nun en
korutucu yanı da kitap boyunca
oluk oluk akan kanın okurun
üstüne de sıçrıyor olması.
Cenk Çalışır’ın bu kadar
inandırıcı olması bazen insanın
sinirleriniz bozsa da bu elbette
onun yazarlık başarısı.
1...,79,80,81,82,83,84,85,86,87,88 90,91,92,93,94,95,96,97,98,99,...124
Powered by FlippingBook