54
doğum yeri bursa
born in bursa
Göklerin özgür kadını
The free woman of the skies
Yaşadığı dönemde kızların askeri okullara alınmıyor olması bile onu engelleyememiş, Sabiha Gökçen ismi
tarihe, “dünyanın ilk kadın savaş uçağı pilotu” ve Türkiye’nin ilk kadın pilotlarından biri olarak geçmişti. Hayatı
boyunca birçok ilke imza atan Sabiha Gökçen, doğduğu kent olan Bursa’nın ve Türkiye’nin göklerdeki onuru
olmakla kalmamış; dünya tarihine adını yazdıran 20 havacıdan biri olmayı da başarmıştı.
She was not to be stopped by the fact that girls were not allowed in military schools during the period she lived, the
name Sabiha Gökçen made history as the “first female fighter plane pilot in the world” and one of the first female pilots
of Turkey. Sabiha Gökçen had many firsts during her life time thus becoming not only the honor of Bursa and Turkey in
the skies; but also succeeding in becoming one of the 20 pilots who put their stamps on history.
“Beni çok mutlu ettin. Şimdi
artık senin için planladığım
şeyi açıklayabilirim. Belki de
dünyada ilk askerî kadın pilot
olacaksın. Bir Türk kızının
dünyadaki ilk askerî kadın
pilot olması ne iftihar edici bir
olaydır, tahmin edersin değil
mi? Şimdi derhal harekete
geçerek seni Eskişehir’deki
Tayyare Mektebi’ne
göndereceğim. Orada özel
bir eğitim göreceksin.” Uçuş
eğitimleri sırasında onu izleyen
manevi babası Atatürk’ün bu
sözleri onun hayatını baştan
aşağı değiştirmişti.
Edirne Defterdarı olarak görev
yapan babası Hafız İzzet
Bey’in, “Jön Türk” olduğu
gerekçesiyle sürüldüğü
Bursa’da, 22 Mart 1913’te
doğdu Sabiha Gökçen. Bursa
işgalinin o zorlu yıllarında
henüz 9 yaşında olan Sabiha,
bu dönemde annesi ve
babasını kaybedince abisi
ile yaşamaya başladı. Yatılı
bir okula gidip eğitim almak
istiyor ancak abisini bu konuda
ikna edemiyordu. 12 yaşına
girdiği 1925 yılında bir gün,
Bursa ziyaretlerini kolladığı,
dönemin cumhurbaşkanı
Mustafa Kemal Atatürk’ün
evlerinin yakınındaki Hünkâr
Köşkü’ne geldiğini öğrendi.
Onun karşısına çıkacak ve
okumak istediğini söyleyecekti.
Atatürk’ün kendisine yardım
edeceğini biliyor, bir çözüm
yolu sunacağına inanıyordu.
Muhafızları, askerleri aşıp
Atatürk’ün yanına ulaşmayı
başardı. Askerler onu
yakalamak üzereyken
Atatürk durumu fark etti
ve Sabiha’ya ne istediğini
sordu. Sabiha heyecanla
“Okumak istiyorum efendim”
diyebildi. Atatürk ona manevi
kızı olmayı teklif etti ancak
Sabiha, böyle bir şeyi abisine
danışmadan evet diyemezdi.
Durumu ve Sabiha’nın
hassasiyetini anlayan Atatürk
vakit kaybetmeden abisiyle
konuştu. Onun da rızasını
aldı ve Sabiha’yı yaşadığı zor
şartların içinden çıkartarak
Çankaya’ya götürdü. Sabiha
için artık her zaman hayalini
kurduğu gibi bir eğitim
alabileceği yepyeni bir hayat
başlamıştı. Atatürk’ün diğer
manevi çocukları Zehra, Afet
ve Rukiye onun yeni kardeşleri
“You made me very happy. Now,
I can announce what I have
been planning for you. You will
probably be the first female
military pilot in the world. You
can imagine what an honor it is
for a Turkish girl to be the first
military pilot in the world, right?
Now, I will take immediate action
and send you to the Pilot School
at Eskişehir. You will undergo a
special education there.” These
were the words of Atatürk, her
godfather who watched her
during her flight trainings, that
changed her life completely.
It was on March 22nd, 1913 that
Sabiha Gökçen was born in
Bursa where her father who was
working as the Edirne Provincial
Treasurer was relegated to due
to the allegations that he was a
“Jön Türk”. Sabiha was 9 years
old during the difficult years of
the Bursa occupancy and she
started living with her brother
after losing both her parents.
She wanted to go to a boarding
school; however she could not
succeed in persuading her
brother about this issue. One day
in 1925, when she was 12 years
of age, she learned that Mustafa
Kemal Atatürk, the president
at the time had come to visit
the Hünkâr Mansion which was
close to where they lived. She
wanted to step out in front of him
and tell him that she wanted to
receive an education. She knew
that Atatürk would help her and
provide a solution for her. She
managed to pass through all
the guards and soldiers thus
reaching Atatürk. Atatürk realized
her just at the moment when
the soldiers were about to catch
her and asked Sabiha what she
wanted. Sabiha said excitedly,
“I want to receive an education
sir”. Atatürk proposed her to be
his adopted daughter, however
Sabiha could not say yes without
consulting her brother. Realizing
her concerns, Atatürk talked to
her brother without losing any
time. He received the consent
of her brother and took Sabiha
to Çankaya away from all the
difficulties of her life. Now a new
life had started for Sabiha during
which she would be able to
receive the education she always
dreamed of. Zehra, Afet and
Rukiye became her new sisters
as the other adopted daughters
of Atatürk and she would now
lead her life as a “daughter of
Ata”. She had only one thing
on her mind: to be a useful and
good person worthy of the life
offered to her by Atatürk with
opportunities that she could not
have even dreamed of.
She started her education at the
Çankaya Primary School located