64
bursa dokusu
bursa motifs
ile evlendi. Mehmet Şakir’in
“Feraizcizade” adı, ailesinin
nesiller boyu sürdürdüğü
meslekten, “miras işleri
ile ilgilenen ilim” anlamına
gelen “feraiz” kelimesinden
geliyor. Çocukluğu Bursa’nın
Alacamescit Mahallesi’ndeki
ahşap evlerinde ablalarıyla
birlikte, babasının dükkânındaki
kitapları okuyarak geçti.
Oğlunun kitaplara verdiği
değeri ve öğrenmeye olan
ilgisini fark eden Hacı Hasib
Efendi, ona Arapça, Farsça ve
Fransızca öğretti ve onu iyi bir
eğitim alması için de Bursa’daki
Fransız Konsolosluğu’na
gönderdi. 12 yaşında babasını
kaybeden Mehmet Şakir, onun
sayesinde konsoloslukta aldığı
eğitimin faydasını görerek
genç yaşında Hüdavendigâr
(Bursa) Vilayeti Tahrirat ve
Mektubi Kalemi’nde staj
yapmaya başladı. 15 yaşında
aldığı bu sorumluluğunu,
8 ay sonra asli memurluğa
geçmesi takip etti. 1868 yılında
kurulan Matbaa-yı Vilayet’te
muharrir-i saniliğe (başyazar
yardımcılığı) görevi üstlenen ve
bir süre sonra bir süre sonra
“muharrir” (başyazar) olan
Feraizcizade Mehmet Şakir,
Ahmet Vefik Paşa’nın desteği
ile Vilayet Matbaası’na müdür
olarak atandı. Öğrenmeye
doymuyor; bir yandan Mektub-i
Kalemi’ndeki görevine devam
edip, bir yandan matbaada
müdürlük görevini sürdürürken
folklor, dil, salname yazarlığı gibi
konularda kendini geliştiriyordu.
Ahmet Vefik Paşa’nın 1882
yılında azledilmesinin ardından
Mehmet Şakir’in Vilayet
Matbaası’ndaki görevi sona
erdirildi ancak Mektub-i
Kalemi’ndeki işine devam etti.
died when he was 12 benefited
from the education he received
at the consulate thus starting
to work as an apprentice at
Hüdavendigâr (Bursa) Vilayeti
Tahrirat ve Mektubi Kalemi
(City of Bursa Correspondence
Directorate). This responsibility
that he took on at the age of
15 was followed 8 months later
with the commencement of his
official work as a civil servant.
Feraizcizade Mehmet Şakir
worked as the assistant to
the editor-in-chief at Matbaa-
yı Vilayet followed with his
appointment as the director to
the Vilayet Matbaası with the
support of Ahmet Vefik Pasha
who was the editor-in-chief.
He could not get enough of
learning; he continued his job
at Mektub-i Kalemi as well as
his directorate at the printing
press while in the mean time
he developed his knowledge in
fields such as folklore, language,
yearbook authorship. Following
the removal of Ahmet Vefik Pasha
from his post in 1882, Mehmet
Şakir was dismissed from his
job at the Vilayet Matbaası but
continued to work at the Mektub-i
Kalemi. People who were jealous
of Mehmet Şakir had started
to gossip about the support of
Ahmet Vefik Pasha. The support
of Ahmet Vefik Pasha was always
the topic of discussion behind
his back. The fact that he was
dismissed from his position at
the Mektubi Kalemi when some
tradesmen got hold of some
official documents in 1889 was a
result of these gossips. Mehmet
Şakir believed that he did not
deserve this, thus started a
prosecution after which he was
declared innocent and was able
to take his job back. After Ahmet
Vefik Pasha, he worked with
Hacı İzzet Pasha, Nazif Pasha,
Zühtü Pasha, Hakkı Pasha,
Hüseyin Rıza Pasha, Mahmut
Celalettin Pasha, Ahmet Münir
Pasha, Zihni Pasha, İbrahim Halil
Pasha. He was dismissed from
his position for good during the