47
heykelin önünden geçerken
aynı şeyleri düşünür, aynı
şeyleri hissederler. Yanına
yaklaştığınızda var olduğu
ilk günden bu yana sakladığı
sırları, şahit olduğu anları fısıldar
kulağınıza. Çocukluğumuzun
izlerini taşır bazıları. İlk
gençliğimizin, okul yıllarımızın
tozlu hatıralarını onun hafızasıyla
paylaşırız. Bir kısmını onlara
emanet etmişizdir hatta.
Öyle ki; biz unutsak, onlar
unutmaz bu anıları. Her birini
tek tek hatırlamakla kalmaz
bize de hatırlatır bazen. Bu
heykellerin varlığı sayesinde
şehrin hatıraları, değerleri ve
değer verdiği isimleri sanki hep
yanımızdaymış gibi, bizimleymiş
gibi beliriverir karşımızda.
“Heykelin önünde
buluşalım!”
Bursalıların buluşma noktası,
Bursa’nın merkezinde bir adres
tarif ederken en çok kullandığı
kelime, “Atın hangi ayağı
havada?” bilmecesinin aktörü
Atatürk Heykeli... “Ankara,
İstanbul ve hatta bazı illerimiz,
Gazi Paşa’mızın heykelleriyle
güzel şehirlerini süslüyorlar. O
büyük adamdan devrimlerin
ışığı yükseliyor. Bursa’mız,
çok sevgili Gazi’sini birkaç
kez kucaklamak mutluluğuna
ulaşmıştır. Bursa’nın şimdiye
dek böyle bir davranışta
bulunmaması, çok büyük,
affedilmeyecek bir noksanlıktır.
Yeni Fikir, saygıdeğer
Bursalıların dikkatini bu yönde
uyarmak ister. Belediyemiz,
Partimiz, Türk Ocağımız ve
diğer kuruluşların bu yönden
harekete geçmesini bekliyoruz.
Aynı zamanda aydınlık günlerin
övünç verecek anılarını da
kucaklayacak bu kaçınılmaz
eserin yapımına hemen
başlanmalıdır.” 29 Eylül 1925
tarihli Yeni Fikir Gazetesi’nin
bu ilanı sayesinde kavuştuk bir
semte adını veren heykelimize.
Bu öneriyle yapımına başlandı
ilk adıyla Gazi Heykeli’nin. At
üzerindeki Atatürk sağ eliyle
Batı’yı gösterir ve uygarlık
yolundaki Türkiye’yi simgeler.
Önünde de “Bu aziz heykelin
önünde duran Türk! Hürmetle
eğil! O, milletini kurtaran,
Cumhuriyeti kuran, âleme yeni
bir tarih yaratan Gazi Mustafa
Kemal’dir.” yazar. Bursa’da
yaşayıp da ya da yolu bir
şekilde Bursa’dan geçip de
bu heykelin önünde fotoğrafı
olmayan yok denecek kadar
azdır muhtemelen. Soyadı
Kanunu’nun kabulüyle Atatürk
Heykeli adını aldı Nijad Sirel’in
bu ölümsüz eseri. 19 Ekim
1931’de açılışı yapıldı ve yıllar
boyu insanları gururla, coşkuyla,
neşeyle bir araya getirdi Atatürk
Heykeli. Açılışından yedi yıl
sonra etrafındaki insanlarla
kederi, acıyı, gözyaşını paylaşıp
onlarla birlikte atasının yasını
tuttu. Ebedi Şef’in 10 Kasım
1938’de çıktığı son yolculuğuna
uğurlanışı için tüm Bursa bu
share the memories of our youth
or our school years with some.
Indeed, we may have entrusted
some to these monuments.
So much so that, they will not
forget these even if we do. They
remember all one by one and not
only that, they also remind them
to us as well. Memories, values
and important names of the city
all appear out of nowhere thanks
to these statues.
“Let’s meet in front of the
statue!”
The meeting spot of the locals
of Bursa and the leading role
in the puzzling question that
they ask the most when giving
directions at the center, “Which
foot of the horse is high up in the
air?”: Statue of Atatürk... “Ankara,
Istanbul and indeed various cities
in our country decorate their
streets with beautiful statues of
Gazi Paşa. Lights of revolutions
Ayşen Küçüka, Heykel, Şubat 2015
Aykut Güngör, Heykel