40
kavram defteri
Hakan Akdoğan
ALDOUS HUXLEY’in romanı Cesur
Yeni Dünya, 26. yüzyıl Londra’sında
programlı olarak değiştirilmiş toplumu
konu edinen bir eserdir. Toplum
“Kuluçka Ve Şartlandırma Merkezi”nin
tüm hastalıklara ve yaşlanmaya karşı
bağışıklığı olan seri insan üretimiyle
fiziksel olarak mükemmel biçimde
yapılandırılmıştır. Sağlıksız ceninlerin
elendiği bu öjenik yapıda uykuda
öğretim olarak bilinen hipnopedi
ile insanlara içinde bulundukları
hiyerarşik yapıda nerede olduklarından
yapmaları gereken işlere kadar herşey
öğretilmektedir. Irklar eşittir, savaşlar
ve yoksulluk yok edilmiştir, sağlık
sorunları çözülmüştür. Tüketime
şartlandırılan insanlar sadece toplum
odaklı yaşamaktadır. Toplum haz
almanın esas olduğu hedonistik bir
hale bürünmüştür. Herkes mutlak
mutludur. Bu açıdan bakıldığında eser
bir ütopya olarak görülebilir. Ancak
mutlu ve istikrarlı insanlar haline
gelmeleri için önemli olan birçok
değerin yok edilmesi, aile, kültürel
çeşitlilik, sanat, felsefenin neredeyse
ortadan kaldırılmış olması eseri bir
distopya haline dönüştürür.
George Orwell’in Bin Dokuz Yüz Seksen
Dört adlı distopik romanı da İngiltere’de
totaliter bir tek parti yönetiminde sürekli
propaganda ve beyin yıkamaya maruz
kalan bir toplumu anlatır. Dünya,
sürekli olarak birbirleriyle savaşan
Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya adlı
üç büyük devlete ayrılmıştır. Okyanusya
toplumunun büyük çoğunluğu, baskıcı
Umut mu? Nerede?
Cesur
Yeni
Dünya
Aldoux
Huxley