97
günlük… Tıpkı şuan yaptığım iş gibi,
biraz reklam, biraz pazarlama, biraz
proje yönetimi… Tıpkı yaşadığım hayat
gibi; her şeyden biraz biraz!
Zaman içinde onları sentezlemeye
çalıştım, mesela tiyatroyu edebiyatla
birleştirsem dedim, birkaç oyun
yazmaya çalıştım, yaratıcıydı ama
öylece kaldı. Sonucunu boş verin,
hissettirdiği duygu çok güzeldi. Zaten
bakın, farklı disiplinlerden yararlanılarak
yapılan işlerden yaratıcı ve güzel
şeyler doğuyor. Yani tek bir alana bağlı
kalınca ve onu çok iyi yapacağım diye
uğraşılınca o alanda yaratıcı işlerin
çıkması pek mümkün olmuyor. Çünkü
tekniğini, derinliğini ve kurallarını çok iyi
bilirseniz yaptığınız işin, kendinizi ister
istemez sınırlarsınız.
Sizin de öyle olur mu bilmiyorum
ama benim yeni tanıştığım kişilerle
kurduğum iletişimin üçüncü beşinci
cümlesinde illaki ortak bir özelliğim
çıkar. Çok şehirli, çok hobili, çok
kariyerli olmamın getirisi bu sanırım.
Çok kariyerli derken yüksek kariyerden
bahsetmediğimi anlamışsınızdır
herhalde. İş yaşamım başladığından
beri çalıştığım farklı sektörlerden ve
farklı pozisyonlardan bahsediyorum. Bu
olgu iş dünyasında şu an işverenlerinin
en çok önemsediği kriterlerin başında
geliyor; fonksiyonellik, çok yönlü
olmak. Rakiplerin güçlü olduğu
günümüz iş dünyasında kendini farklı
alanlarda geliştirmiş, özel becerileri
olan insanlar bir adım öne çıkıyor.
Fakat çok yönlü olmak zaman zaman
yorar insanı, birçok şeyi eş zamanlı
yapmak, eşzamanlı düşünmek zordur.
Bu nedenle hata yapma olasılığınız
da artar. Ama hata yapmak iyidir,
kısa yoldan tecrübe edinmenize ve
doğru yola ulaşmanızı sağlar. Önemli
olan üretip, çekinmeden paylaşmak,
doğrusuyla yanlışıyla ve bunların
hepsinden keyif almak… Ama
gerçekten tüm bu söylediklerim size
doğru gelmiyor ve ben tek bir alanda
uzmanlaşacağım diyorsanız şunu
aklınızdan çıkarmayın: Yaptığınız her
neyse çok çalışın ve en farklısını yapın!
Çünkü asıl uzmanlık, fark yaratmaktır.
Ve fark yaratmak farklı şeyleri
tanımaktan, bilmekten geçer.
Hemzemin’de buluşmak dileğiyle,
Sevgiyle ve renkle kalın…
“Kimiz biz?” diye sorar Calvino.
“ …deneyimlerin, bilgilerin,
okunmuş metinlerin, imgelerin
oluşturduğu bir bileşke
değilsek neyiz her birimiz?
Her yaşam, her şeyin, akla
gelebilecek her şekilde yeniden
karıştırılıp yeniden düzenlendiği
bir ansiklopedi, bir kitaplık, bir
nesneler envanteri, bir üsluplar
dizisidir.” *