94
havadan sudan
Uçakla yolculuk etmek üzereyim. Uçak
yolculuklarında gökyüzünün uçsuz
bucaksız sonsuzluğuna dalar giderim
hep. İçimdeki kıpırtı yerini sakinliğe
bıraktı birkaç dakika içinde. Yol
arkadaşımın ısrarlı sohbet çabalarını
ustaca geri çevirerek düşüncelerimi
gökyüzünün boşluğuna bıraktım.
Uzaklaşan şehir ışıklarındaki küçük
dünyaları düşündüm. Kavuşanların,
yollarını ayıranların ya da yeniden
kalbinde sevginin ışığını bulanların
benzer öykülerini düşündüm. Sevdikçe
güzelleştiğimizin farkına vardım bir an
ve sevgisiz aslında yok olacağımızın.
Sevginin olduğu yerde huzur,
doygunluk ve tatmin vardır. Detaylarda
kaybolmadan sevmek olduğu gibi,
öylece kabul etmek de başarıdır
hayatta belki.
İçimde tanıdık bir mutluluk sebepsizce
belirirken anlamaya çalışıyorum sevgiyi.
Hani yapraklarını büyük bir hevesle tek
tek koparıp “Seviyor… Sevmiyor…”
diye fal baktığımız, sonra sonuç
sevmiyor çıkınca asılan yüzümüze inat
yeniden başladığımız papatya anlamış
mıdır acaba sevgiyi? Sevildiğimizden
ne kadar emin olsak da ispatlama
çabamız bitmiyor. Muhtaçlığımızın
tükenmediği bu duygunun türlü
halleri, her yerde her an karşımızda.
Menekşeleri ile konuşan annem geliyor
gözümün önüne. Aralarındaki ilişkiye
bozulduğumdan habersiz saatlerce
konuşur, sever, sulardı onları. Onlar da
sevildikçe şımarır, filizlenir cömertçe
renklerini sunardı karşılığında. Hiç
çiçekler anlar mı diye düşünürken
yıllar sonra kuru bir dala dönmüş olan
begonvilin karşısında buldum kendimi.
Yeşertmek için onca çaba, sabır dolu
günlerin ardından, bir sabah minik
tomurcuğunu gördüğümde, içimdeki
sevinci ve umudu tahmin edersiniz.
İnandım artık doğanın da bir ruhu
olduğuna... Mucizedir sevgi. Henüz
anne karnındayken hikâyeler anlatılan,
şarkılar söylenen, merakla beklenen
bebeğin hissettiği ve hissettirdiği
huzurdur sevgi.
Bazen tutkuya dönüşür, öyle ki
tehlikeleri bile görmezden gelirsin.
İnsanoğlunun içindeki sevgi gücüyle
neler yapabileceğini hayranlıkla izlersin.
Dağların zirvesine yolculuk ederken
kayaların her köşesine dokunup
hissedenler bilirler, bulutlara kadar
uzanmanın hazzını. Özgürlüktür sevgi.
Mavidir, uçsuz bucaksız denizler…
Dalgaların sesi, kızıma adını verdiğim
yosunun kokusudur. Güzelliğini
derinlerde gizleyen o masmavi suların
tutkunları; korkusuzca, sessizce keşfe
çıkarlar o büyülü dünyayı. İncitmeden,
kirletmeden yolculuklarını tamamlar,
tükenen canlı türlerini yaşatmak için
mücadele ederler. Savunmasız olan her
şeyi korumaktır sevgi.
İlişkilerde giderek artan samimiyetsizlik
mutsuz ediyor beni. Neden bu kadar
hayal kırıklığı, depresyon ve öfke var.
Duygular bir yere kadar gizleniyor ama
mutlaka gerçek hissediliyor zamanla.
Karşılaştığımda tanıdık bir yüzde,
“selam canım” derken gözlerinden
“senin canına okuyacağım” ifadesini
gördüğümde sevgiyi düşünüyorum.
Detaylara takılmamam gerektiğini,
kimsenin kimseyi sevmek gibi bir
mecburiyeti olmadığını tekrarlıyorum
kendime. Sevdikçe özgürleşiyor,
özgürleştikçe seviyorum. Bağımlılığa
ve köleliğe dönüştürülen ilişki değildir
sevgi.
İlginçtir bazı insanlar “seni seviyorum”
derken çok cimri davranırlar.
Bazılarımız da çok fazla kullanıp
anlamını yok ederiz. Dengeyi kurmak
zor gibi... Her çiftin benzerdir
diyalogu; “Beni seviyor musun?
sorusuna “Elbette hayatım yoksa
yanında olur muyum?” yanıtı gelir.
Çoğu zaman hissedilenle söylenen
o kadar aykırıdır ki, işte o noktadan
sonra birisi inanmış gibi diğeri de
seviyormuş gibi davranmaya devam
eder. Aşkın, sevginin kanıtı ve ölçüsü
olmaz, aranmamalı. Sürekli duyguları
tartmak, oyunlarla denemelerle
ispatlamaya çalışmak boş bir
yorgunlukla sonuçlanır. Beklentiler
gerçekleşmeyebilir ve çoğunlukla
gerçekleşse bile giderek artar sevgiyi
ispatlatmak ihtiyacı. Zamanla yaşanan
güzelliklerin yerini yaşanamayanların
gerginliği alır. Geç kalınan bir randevu
dünyanın en büyük sorunu olur.
Hoşgörüdür sevgi.
Âşık olmanın gücünü bencilliklerimden
arınmakta kullanmayı, sevgi
mucizesinin her türlü güçlüğün
üzerinden gelebileceğine inanmayı,
görünenle gerçeği ayırmayı, her gün
yeniden öğreneceğim sanırım. Çünkü
paylaşınca ve sevdiğimde mutlu
oluyorum, herkes beni sevdiğinde
değil. Yolumdaki sevgiler ışık bana.
Yolumdaki sevgiler
Duyguların tümünü canlandıran, hayata anlam katan, hüznü neşeye, korkuyu
tutkuya, vazgeçmişliği umuda dönüştüren yaşam enerjisi… Varlığının huzur
verdiği, yokluğunun ruhları hasta ettiği mucizevî duygudur sevgi.
Nazan Aşkalli
1...,86,87,88,89,90,91,92,93,94,95 97,98,99,100,101,102,103,104,105,106,...140