115
Su yogada özellikle bedenin
temizliğinde çok büyük rol oynar.
Belirli miktarda hafif tuzlu suyun
içilmesiyle farklı yoga hareketleri
birleştirilir. Ortaya çıkan; bağırsak
temizliğinden, mide temizliğine kadar
geniş bir yelpazede binlerce yıldır
uygulanan ve sonuçları modern tıbbın
bulgularıyla örtüşen çeşitli yogik
temizlik teknikleridir. Bu konu oldukça
derin bir konu olduğundan bunu başka
yazıya bırakalım ve yoga derslerinde su
içilmesinin önemine odaklanalım.
Her türlü sporda vücudun susuz
kalmaması için sporculara sık sık su
tüketmeleri tavsiye edilir. İzlediğimiz
müsabakaların molalarında sporcular
midelerini çok doldurmayacak şekilde
su içerler. Yoga dersleri esnasında da
öğrenciler şişelerine saldırıp hemen
birkaç yudum su içerler. Oysa yoga bir
spor değil. Bu nedenle suyla ilişkisi de
biraz farklı.
Yoga sadece kas ve iskelet
sistemi başta olmak üzere fiziksel
bedenimizdeki sistemlerle çalışmıyor,
aynı zamanda pranik bedenle de
çalışıyor. Doğu öğretilerinin binlerce
yıldır savunduğu ve artık kuantum
fiziğinin de desteklediği üzere evrende
her şey enerjiden oluşuyor. Buna
bedenlerimiz de dahil. Bu enerjiler
farklı frekanslarda titreştikleri için farklı
fiziksel şekillerde tezahür ediyorlar.
Bu öğretiye göre görünen fiziksel
bedenimizi çevreleyen bir de enerji
bedenimiz yani pranik bedenimiz var
ve bu iki beden birbirleriyle sıkı bir
ilişki içerisinde. Birinin sağlığı diğerinin
sağlığını da etkiliyor.
Fiziksel bedenimizde damarlar olduğu
gibi enerji bedenimizde de enerjinin
dolaştığı kanallar var. Bu kanallarda
prana yani yaşam enerjisi dolaşıyor.
Yoga da içerdiği hareketlerle bu prana
dolaşımını düzenliyor ve pranik bedenin
enerjisini ve doğal olarak fiziksel
bedenimizi etkiliyor.
Asana dediğimiz yoga duruşları pranik
bedende ısıyı yükselterek pranayı
yükseltiyor. Yükselen ısı aynı zamanda
bedende detoks etkisi yaratarak
toksinlerin ve serbest radikallerin
bedenden atılmasını sağlıyor.
Prana akışı bedenin alt noktasından
başlayarak yukarı doğru hareket ediyor
ki bu aynı zamanda aydınlanmayı
sağlayan kundalini enerjisini de
yükseltiyor. Apana ise aşağı doğru
akan bir enerjidir ve bedenin artık
ihtiyaç duymadığı atıkları bedenden
uzaklaştırma işlevi görür. Sindirim
ve boşaltım sistemi, kadınlarda
menstürasyon hep apana akışıyla
düzenlenir. Hareketler esnasında
içilen su hareketlerin yükselttiği ısıyı
düşürerek apana enerjisini besleyerek
prana seviyesini aşağı çeker ve bu iki
akış arasındaki dengeyi bozabilir. Yani
yaptığımız hareketlerin etkisini azaltır.
Tabi ki bu söylediklerimiz Avrupa
ve Amerika’daki sağlık kuruluşları
tarafından ölçülebilen, ispatlanabilen
şeyler değil. Swamilerin, guruların
binlerce yıllık gözlemine dayalı
olarak yoga öğretisine gönül vermiş
uygulayıcılara yapılan bir tavsiye.
Aynı zamanda bazı yoga duruşlarını
ister yiyecek ister suyla olsun dolu
mideyle yapmak çok rahatsız eder. Her
hareketin o ders içinde bir yeri vardır.
Hareketler birbirlerini tamamlarlar.
Uygulandıkları sıra ve süreler bile
bütün ders içinde önceden planlanır
ve arzulanan sonucu etkilerler. Ders
esnasında kaçırılan bir hareket dersin
tamamlayıcı, bütünleyici dengesini
bozar.
Öte yandan dehidrasyon da sağlık
için risk oluşturacak ciddi bir durum.
Su bedeni besliyor, nefes alıp verme
kalitesini artırıyor, eklem ve kemik
sağlığını destekliyor, eklem ve
organların maruz kaldığı şoku emiyor,
beden ısısını dengeliyor, toksinleri
atıyor ve bedenin iyileşmesine yardım
ediyor. Yoga derslerinde, özellikle
ashtanga ya da bikram yoga gibi
pratiklerde beden çok daha fazla
ter atıyor ve susuz kalabiliyor. Bu
nedenle yoga derslerine gelmeden
ya da kendi pratiğimizi yapmadan
önce ve sonrasında bol bol su içmek
çok önemli. Ders öncesinde içilen su
bedenin arınmasını da kolaylaştırıcı
bir etki yaratıyor. Böylece beden
susuz kalmıyor. Ayrıca ders esnasında
su molası verilmemiş oluyor ve
öğrencilerin odağı tamamen yaptıkları
hareketlerde kalıyor, konsantrasyonları
bozulmamış oluyor ve yoganın
duygusal, zihinsel seviyedeki etkisini
artırıyor.
Bedenin su seviyesini ölçmek için
kullandığı mükemmel bir mekanizması
var; susuzluk. Bedende dehidrasyon
başladığında susuzluk hissi devreye
girerek su içilmesini sağlıyor.
Yaşlandıkça ya da başka sebeplerle
bu mekanizma bozulabiliyor ama
sağlıklı işlediğini varsaydığımızda da
bu sinyale kulak vermek lazım. Bir yoga
dersi esnasında susarsanız yapılacak
en mantıklı şey az miktarda su içmek
olacaktır. Hiç kimse bedeninizin
ihtiyacını, o an bedeniniz için en doğru
şeyi sizden daha iyi bilemez. Siz derse
gelmeden önce ve ders sonrası bolca
su içtiğinizden emin olun ve ders
esnasında su içmemeye özen gösterin
ama ders esnasında bastırılamaz bir
susuzluk ortaya çıkarsa bedeninizi
dinleyin ve biraz su için.