112
uzaktaki yakın
so far so close
adım yükselen manzaranın
tadını çıkarabilirler. Üstteki
istasyon ile UNESCO Dünya
Kültür Mirası Listesi’ne girmiş
olan kale bölgesine adımınızı
atacaksınız. Şanslıysanız
askerlerin nöbet değişim
törenine denk gelmeniz olası.
Atina’daki kadar meşhur ve
şaşalı bir tören değil ama
idare eder. Buda Kalesi
bölgesinde funiküler durağının
hemen karşısında Sandor
Sarayı, sol tarafta Budapeşte
Tarih Müzesi ve Macaristan
Ulusal Galerisi’ne ev sahipliği
yapan Habsburgların Kraliyet
Sarayı, sağ tarafta ise
teraslarından harika Tuna
ve şehir panoraması sunan
Balıkçılar Tabyası ve hemen
arkasında Matthias Kilisesi
yer alıyor. Ulusal Galeri ilk
müze ziyareti için biçilmiş
kaftan. Ortaçağ’dan 20.yüzyıla
geniş bir yelpazede zengin
bir koleksiyona ev sahipliği
yapıyor. Ayrıca konumuyla
hem havadar hem de
gezerken pencerelerden göz
attığınızda olağanüstü bir
manzaraya sahip. Sarayın
arka cephesinde Kral Matyas
ile sevgilisinin betimlendiği
Matyas Çeşmesi, diğer
cephesinde de Osmanlılara
karşı zafer kazanan Avusturya-
Macaristan İmparatorluğu
Savoy Prensi Eugene’nin
heykeli dikilmiş.
Balıkçı Tabyası “Halaszbastya”
görülmeye değer. Surların
üzerinde masaldan fırlamış
gibi duran, kumdan kaleleri
andıran yedi kulesi var.
Manzara müthiş. Hemen
arkasında bir diğer ikonik
yapı olan Mathias Kilisesi yer
alıyor. Bizim için ilgi çekici yanı
şehri ele geçirdikten sonra
Kanuni Sultan Süleyman’ın
burada namaz kılmış
olduğuyla ilgili rivayet ve
akabinde camiye çevrilmiş
olması. Kale bölgesinin
altında ise çok geniş bir
alanda, 2011’e kadar bir kısmı
ziyarete açık olan, kalenin
gizli kaçış tünelleri, labirent
adı verilen yeraltı sularının
oluşturduğu mağaralar
bulunuyor. Labirent ziyarete
kapalı olsa da buradaki taş
tonozlu şarap mahzeni halen
hizmet veriyor. Harika Macar
şaraplarını tatmak ve yerel
içkileri “palinka” ile tanışmak
için doğru adres. Bu mekânın
gezginler arasında yapılan
anketlerde Budapeşte’de
yapılacaklar listesinin en
başında yer aldığını belirtmeli.
Diğer tepe Gellert
Buda tarafında başka bir
açıdan harika bir manzara
vaat eden bir diğer tepe
Gellert Hegy. Tepenin hemen
dibinde ünlü Gellert Hamamı
var. Önünüzde de uzun bir
yokuş. Dileyenler kaleye
bakan yamaçtaki kıvrılarak
the end of the communist period
it rendered to commemorate the
people who sacrificed their lives
for the independence, freedom,
and prosperity of Hungary. The
Gellert Hill is beautiful in the
day time and by night. Actually,
we can say the same thing for
every corner of the city. The
Hungarians have mastered city
lighting. That is why, at night, you
must re-visit the places you have
seen during the day time. If you
are descending from the other
side not facing the Buda Castle,
you can stop at the viewing
decks one by one to catch
your breath as you lose altitude
towards the Danube. On this
slope, the cave church carved
into the rocks, Sziklatemplom, is
right across the Freedom Bridge
and the statue of St. Stephen is
waiting for you for a photo-op.
Freedom Bridge and
Pest Time
It is useful to guide the city tour in
the direction of Pest. Good news:
no more hills. Another iconic
bridge you will come across is
Freedom Bridge; “Szabadsag
Hid” constructed in 1894. Albeit
not as renowned as the Chain
Bridge, it is an appealing and
camera-ready iron structure in
shades of green. This was my
favorite bridge in Budapest.
The market hall, Vasarcsarnok,
at the Pest side of the Freedom
Bridge is the best place to
experience the Hungarian salami,
the well-known herbal liquor
Unicum and also mingle with the
locals. The market noticeable
from afar with its colorful roof
tiles is a late 19th century
building. The most vibrant and
crowded floor, the ground floor
with fish and greengrocery
stalls, is impressive. If you want
to taste something from the
traditional Hungarian cuisine I
would suggest the top floor. For