115
caddesi Vaci Utca. Ancak
meraklıları için Macaristan
Ulusal Müzesi’nin (Magyar
Nemzeti Múzeum) çok
yakınında olduğumuzu
belirtelim. Prehistorik
dönemden başlayarak
yakın tarihe uzanan dönem
gerçekten çok zengin bir
koleksiyon ve çok başarılı
bir sunumla sergileniyor.
Macaristan’ın en büyük
müzesinin olmazsa olmaz
eserlerinden birisi Beethoven
ve Ferenc Liszt’in kullanmış
olduğu piyano. Yine bir klasiğe
imza atarak İstanbul’daki
İstiklal Caddesi’nin bir
benzeri olduğunu söylemek
durumunda olduğum
Vaci Utca, Büyük Kapalı
Pazar’dan başlayıp ünlü
Gerbeaud Cafe’nin bulunduğu
meydanında son buluyor.
Restoranlar, kafeler, alışveriş
merkezleri, hediyelik eşya
satan dükkânlar, kitapçılar ve
mağazalarla hem yerli halk için
hem de turistler için buluşma
noktası. Gerbeaud Pastanesi
caddenin kuzey ucunda
Vörösmarty Meydanı’nda
1858’den beri hizmet veriyor ve
Avrupa’nın en eskisi. İç mekânı
görmeden ayrılmayın. Kristal
avizeleri ile tavan süslemeleri
etkileyici. Yer bulabilirseniz
Esterhazy cake ve yanında
elbette kahve şiddetle tavsiye
edilir. Meydandaki sokak
müzisyenleri kahvenize eşlik
edecek. Tadını çıkarın.
Yeme içme, alışveriş
Yemek beklentiniz kısıtlı olsun.
Malum Macaristan mutfağı
zengin olsa da açıkçası
biraz ağır ve yağlı. Gulaş,
balık çorbası, Borjûpaprikâs
öncelikli olmak üzere et
yemekleri mutfağın meşhurları
olarak sıralanabilir. Her
yerde “Török etterem” (Türk
restoranları) var. Aynı şekilde
döner dürümcüler size
memleketinizi aratmayacak
şekilde her yerde. Dönercileri
bırakıp özel mekân önerilerine
devam etmek gerekirse;
tour and see the building. There
will be a small concert at the end
as a sample. Lovers of classical
music and opera should not
be hesitant for an instant for a
treat at this majestic hall. One
of the finest state operas is the
Hungarians’.
The House of Terror is at
Andrassy Boulevard, No: 60.
The swastikas, the stars, and
the writing of “terror” on the roof,
photos of the victims on the
walls; even if you do not go in,
the exterior of the building will
tell you how cruel human beings
can be and if you are specifically
interested in the recent history,
you should not miss it. The
police station which was used
by the Nazis during the German
invasion, by the secret service
in the communist period is now
dramatically designed into a
museum. European civilization
did not always have this people-
oriented stance. Great prices
were paid. Hungarians, who have
suffered a lot, did a thorough
search and opened this museum
in 2002 to face their past, above
all, to avoid its recurrence. If
you ask “the terror of what?”,
their answer is; the brutality the
Hungarian people underwent
during and after the WW2 first
because of Hitler, and later
Stalin. It is a four-storied building.
The ground floor has the torture
and execution rooms. The narrow
cells are designed so that only
one person can only stand in
them. The exhibited objects,
the videos, sound effects and
the lighting is shocking. They
are even exhibiting one of
the black cars the Hungarian
secret service, AVO, used to
take people from their homes
in the middle of the night and
drive them to the unknown. In
the courtyard at the entrance is
a large tank and on the rising
walls pictures of the massacred
people… In the hallways,
interviews with people who have
witnessed these massacres are
shown. The elevator ride from
the top floor to the basement
is memorable. Do not say “why
being traumatized in the holiday”,
add the House of Terror to your
to do list.
Our next stop is another touristic
destination of Budapest: Saint
Istvan Basilica. The church inside