112
uzaktaki yakın
so far so close
büyükelçilikler, saraylar ve
Türkiye’den kaçak yollarla
getirilen Bergama Sunağı’nın
sergilendiği dünyanın en
önemli müzelerinden biri
olan Bergama Müzesi de
dahil olmak üzere müzelerin
tamamına yakını kentin doğu
kesiminde kalmış.
Sonrasında Demir Perde’nin de
duvarın da akıbeti malumunuz.
Perestroyka ile Doğu Bloğu
ülkeleri sınır rejimlerinin
gevşemesi sonucu Doğu
Almanların başka ülkeler
üzerinden Federal Almanya’ya
geçişi mümkün hale gelince
Berlin Duvarı da gereksiz bir
şeye dönüşmüş. Bunun farkına
varan Doğu Alman Hükümeti,
9 Kasım 1989’da duvarın yıkım
kararını açıkladı. Brandenburg
Kapısı’ndan başlanılarak,
barikatlar ve diğer geçiş
önlemleri kaldırınca da
neredeyse 1 saat içinde, her
iki bloktan gelen yüz binlerce
Alman, duvarın iki tarafında
birikmeye başladı ve Utanç
Duvarı tarihe gömüldü. Zaten
çok geçmeden 3 Ekim 1990’da
iki Almanya’nın resmen
birleşmesiyle Berlin eyalet
şehir olarak eski bütünlüğüne
kavuştu ve birleşik Almanya
Federal Cumhuriyeti’nin de
başkenti oldu.
Türk Nüfus
E tabi Berlin deyince bir
çoğunuzun bazı akrabalarının
ikametgah yeri olması
muhtemel bir Avrupa
şehrinden bahsediyoruz.
Çocukluğumuzdaki “Alaman”
çikolatalarının kaynağı yani.
Şu an Berlin’de üç kuşağa
mensup yaklaşık 200.000
civarında Türk yaşamakta.
Sayıları 2.7 milyonu bulan
toplam Türkiye kökenli Alman
vatandaşı sayısı içinde küçük
gibi dursa da bu, Türkiye
dışında bir şehirde yaşayan
en kalabalık Türk nüfus,
aynı zamanda Berlin’deki en
kalabalık yabancı uyruklu
popülasyon anlamına geliyor.
Berlin’de en yoğun Türk nüfusu
Kreuzberg semtinde. 150.000
nüfusa sahip Kreuzberg’de
çoğunluğu Türk olmak üzere
yaklaşık 50 bin yabancı kökenli
yaşamakta. “Kroytsberg”
mevzuna döneceğiz netekim…
Aslında yurtdışına seyahat
söz konusu olduğunda
yabancı dil nedeniyle tereddüt
edenler için bulunmaz bir
fırsat Berlin. Kaybolduğunuzu
hissettiğinizde etrafınızda
“marketten sağa dön, hemen
solda” rahatlığında yol tarifi
verebilecek bir Türk bulma
ihtimaliniz çok yüksek. Hem
zengin bir dünya kenti, hem de
başınız sıkıştığı anda ana dilde
yardım istemek mümkün. Daha
ne olsun.
Bütçe, Konaklama, Ulaşım
Bahsettiğim yoğun Türk
nüfus dolayısıyla herhangi
bir başka Avrupa şehriyle
kıyaslanamayacak kadar çok
uçuş alternatifi var Berlin’e.
Promosyon bir biletle yurt
içi fiyatlarıyla Berlin’e uçmak
mümkün. Genel olarak da
göreceli ekonomik bir tatil
yapma imkanı veren bir şehir
olduğunu söyleyebiliriz.
Kesinlikle bir Londra ya da
Milano kadar uçuk fiyatlarla
karşılaşmayacaksınız. Otel
konusunda da fiyatların makul
olduğunu söyleyebilirim. Her
ne kadar olağanüstü bir yer
altı - yer üstü entegre ulaşım
sistemi olsa da konaklama
için en ideali merkezdeki Mitte
bölgesi. Konuya girmeden
önce birçok şehirde olduğu
gibi burada da tavsiyem,
özellikle müze gezmeyi
de düşünüyorsanız ve ilk
gidişinizse, “Berlin Pass”
almanız. 2 günlük: 79 Euro; 3
günlük: 99 Euro gibi bir fiyatı
var. İlk bakışta yüksek gibi
gelse de kesinlikle daha karlı
oluyor. 60’ya yakın turistik yer
ve müzede ücretsiz geçiş,
birçok yerde özel indirimler,
Hop on-Hop off otobüsleri
ile ücretsiz şehir turu ve
süresi boyunca sınırsız toplu
most of whom are Turks. We
will get back to “Kroytsberg”
issue later… Actually, Berlin is
a golden opportunity for those
who hesitate traveling abroad for
language reasons. When you feel
you are lost, you will definitely
find some Turkish guy who will
tell you to “go right from the
super market, then to the left”.
It is a rich global city, and you
can ask for help in your mother
tongue. What more do you want?
Budget, Accommodation,
Transportation
Thanks to the large population
of Turkish people living here,
there are a remarkable number
of flights from/to Berlin,
incomparable to other European
cities. With promotion tickets, you
can fly to Berlin with domestic
flight prices. I can say it will
be a relatively cost-effective
trip. You will definitely not see
absurd prices like London or
Madrid. I can also say the hotel
prices are reasonable. Even if
the under&over-ground public
transportation is perfect, the
place to stay is the Mitte district
which is at the center.
Before going into detail, if you
are planning to see museums
and it is your first travel to Berlin,
my suggestion is, as was in
many other cities, to get a “Berlin
Pass”. It costs 79€ for 2 days, 99€
for 3. Though it seems too much
at first, it is not when you do the
math. It provides free entrance
to around 60 touristic places and
museums, discounts in many
others and free Hop on-Hop off
bus rides through the validity
period along with free public
transportation. You can buy it
on-line and pick it up from the
Hard Rock Café in Ku’damm. The
booth is open from 10:00 to 17:00
and you need a printout showing
your purchase.
Brandenburger Tor
The answer to the question
“where to start?” is of course the
symbol of the city, the Gate of
Brandenburg. If JFK has come
here during the Cold War to
visit, he must know something,
right? Do not miss it. Pose in
front of this historical structure,
shouting “Ich bin ein Berliner”.
To the west of the square is the
giant city park Tiergarten, up
north is Reichstag, in the South
the Holocaust Mahnmal and
Postdamer Platz and towards
the east is one of the most
romantically-named streets I
have ever heard, “Unter den
Linden”-under the linden trees. I
know it sounds a bit complicated
when you count all of them at
once. Do not worry; we will go
through them one by one.
The Gate of Brandenburg has
12 columns, six entrances and
six exits. The columns create
5 passageways in total. Back
when it was first built, the
civilians had the right to use
the outer two roads. The one
in the middle was for the royals
and important traffic only. On
the gate stands probably the
famous Quadriga, some sort of
antique Olympic carriage drawn
by four horses. It was designed
as a symbol of peace in 1793.
However, it became a toy in the
hands of battling generals. When
Napoleon defeated Prussia, he
dismantled it and took it to Paris.
When the Prussian General Ernst
von Pfuel defeated Napoleon
and invaded Paris, he took the
Quadriga back to Berlin. The
olive branch on it was replaced
with an iron cross as a symbol
of victory. When the Nazis came
to power, they started using the
gate as a symbol. During the
WW2, the gate was damaged
but not destroyed. East and West
Berlin governments restored
the gate but it was not opened
until the wall was built in 1961.
The iron cross of the partially
damaged statue was removed by
the East German’s Communist
Government because it
symbolized Prussian militarism.
The iron cross was put back into
its original place after 1990, when
Germany was reunited.
Reichstag
Our next stop might seem odd
for a touristic visit: the Parliament
building. Do not roll your eyes.
It has a quality which makes
worth the visit; the glass dome.
It is an example of marvelous
engineering per its mirrors with
different angles reflecting the
sunlight into the parliament,
refining and using the water from
rain, producing electricity from
the solar panels above it, and
dazzling with its exquisite view.
Do not forget to get the audio