42
film şeridi
storyboard
sınırları zorlanarak çekilen ilk
filmlerle, binbir emekle açılan
sinema salonlarıyla, hayatını
sinemaya adayan insanların
varlığıyla sinema kültürü oluştu.
Bursalı sinema tutkunları
dernekler kurdu, film festivalleri
düzenledi. Dünden bugüne
çok şey değişti belki ama
Bursa’nın sinemayla olan bağı
hiç kopmadı.
“Ne yapsam içimde
o eski sinemalar”
“Karanlığa dağılan o çocuk
ben miyim/ Beni mi kovalıyor
tabancalı adamlar/ Issız
sarayların güngörmez
prensiyim/ Yalnızlığımı belki
de aşk tamamlar/ Bilmek zor
hangi filmin neresindeyim/
Ne yapsam içimde o eski
sinemalar/ Galiba tahtabacak
korsan gemisindeyim/
Prensesler cariyem Akdeniz
bana dar/ Günlerdir Teksas’ta
eşkıya izindeyim/ Hızlı tabanca
çeken üstüme kim var/ Tarzan
zor durumda yetişmeliyim/
Ne yapsam içimde o eski
sinemalar/ Kanlı bir sarışınla
Şangay trenindeyim/ Takma
kirpiklerinde hülyalı dumanlar/
Yabancılar lejyonunda Fransız
teğmeniyim/ Belki harp
divanından idamım çıkar/
Bitmiyor nedense başlayan
hiçbir film/ Ne yapsam içimde
o eski sinemalar” Atilla İlhan’ın
“Eski Sinemalar” şiirinde
anlattığı gibi bir büyü sinema,
işçisi için de izleyicisi için de
bir tutku, gizemi içinde bir
mucize… Bu yönüyle Bursa’nın
gölge oyunuyla ortak bir özellik
taşıyor. Karagöz’ün gölgesi nasıl
aldığı ters ışıkla yüzlerce yıldır
yansıtıldığı yerde yaşıyorsa,
beyazperdeye yansıyanlar da
ilk gününden bu yana etkiliyor,
büyülüyor insanları. O perdede
yaşıyor hala nice oyuncular…
Döneminin en parlak yıldızları o
perdede uzanıyor ölümsüzlüğe.
Bazen gerçek hayatları getiriyor
gözlerimizin önüne, olmadık
hayaller kurduruyor bazen
de. Bursa da bu engin hayal
denizinde hatırı sayılır bir dalga
Türk sineması için.
Plato Bursa…
Yeşilçam’ın altın çağında çekilen
filmlerin gözde mekânlarından
biri oldu hep Bursa…
Ayşecik - Yuvanın Bekçileri,
Ah Bir Zengin Olsam, Gurbet
Yolcuları, Küçük Hanımefendi,
İstanbul Kaldırımları, Üç
Kızın Hikâyesi… O zamanlar
filmlerde birkaç dakika boyunca
verilen şehir görüntülerinde
eşsiz manzaralarıyla büyülerdi
kendisini izleyenleri… 20.
many things changed since
those days but the bond of Bursa
with cinema never once faltered.
“Whatever I do, I carry
those old cinemas inside
of me”
“Am I the child dissolving into
the night/Are those men with
guns chasing me/Am I the prince
of difficult times in desolate
palaces/Perhaps it is love that
will complete my loneliness/
It’s hard to know which part of
which movie I am in/Whatever
I do, I carry those old cinemas
inside of me/I think I am in
a wooden leg pirate ship/
Princesses are my bondmaids
and the Mediterranean is never
enough/I’ve been chasing
nomads in Texas for days/Who
is a faster gunslinger than me/
Tarzan is in a hook, I’ve got to
get to him/I’m on a Shanghai
train with a bloody blonde/With
dreamy smokes on her fake
eyebrows/I’m a French lieutenant
in the foreigners legion/Perhaps
they’ll order my execution at the
martial court/Films never end for
some reason/Whatever I do, I
carry those old cinemas inside of
me” Cinema is like a magic that
Atilla Ilhan tells about in his poem
“Old Cinemas”, a passion both
for the laborer and the audience,
a secret within a miracle… It
shares a common attribute with
the shadow play of Bursa. Just
as Karagöz’s shadows have
lived for centuries wherever it is
reflected with a back light, those
who are reflected on the white
screen have been influencing
and enthralling people since
the first days. Many actors and
actresses are still living on the
screen… The brightest stars of
their times are stretching out
towards infinity on those screens.
It sometimes brings real lives in
front of your eyes and sometimes
makes you dream impossible
dreams. Bursa is a remarkable
wave for Turkish cinema in this
vast sea of dreams.
Plateau Bursa…
Bursa has always been one
of the popular spots for films
shot during the golden era of
Yeşilçam…Ayşecik - Yuvanın
Bekçileri, Ah Bir Zengin
Olsam, Gurbet Yolcuları,
Küçük Hanımefendi, İstanbul
Kaldırımları, Üç Kızın Hikâyesi…
At those times it fascinated
the audience with unmatched
sceneries of the city… Bursa
had the leading role in films like
“Eski Osmanlı Başkenti Bursa”,
“Anadolu’nun Yollarında” that are
thought to have been shot during
the early 20th century. Aside
from these almost documentary
films that depict Bursa, the first
film in Turkish cinema depicting
the village life was also shot
at the Çalı village of Bursa.
Talat Artemel, Behzat Butak,
Mahmut Moralı, Sait Köknar, İ.
Galip Arcan, Hadi Hün, Hazım
Körmükçü, Sami Ayanoğlu, Ergun
Setbaşı’ndaki Dilek Sineması
Prestige Sineması / Şafak Otel - Sineması