Dergi Bursa Aralık 2016 - page 64

62
da sakin hatta tembel, yorgun
bir insanı, bezgin ve uyuşuk bir
ruh halini bir anda tam tersine
çevirebilir. Neşelendirebilir,
hüzünlendirebilir; sonunun
nereye varacağını bilmediği bir
yolculuğa çıkarabilir insanı… İlk
insandan bu yana var olan bir
sihir aslında müzik. İnsanların
zaman içinde etraflarında
duydukları bazı seslerden
etkilenip, kendi çıkartamadıkları
bu sesleri taklit edebilmek
için icat etikleri müzik aletleri
ve müziğin zaman içinde bir
forma girmesiyle de Klasik
Müzik oluştu. Var oldukları
ilk günden bu yana doğayı
taklit eden, rüzgârla uluyan,
yağmurun sesine eşlik etmeye
çalışan insanlar ruhlarındaki
derinliğe Klasik Müzik ile
ulaşmaya, hayatı ve kendilerini
bu melodilerle keşfetmeye
başladılar. İnsanların hayat
tarzı değiştikçe müzikleri de
değişti. Barok, Rönesans,
Romantik ve Türkiye’ye
çok sesli müziğin geldiği
Modern Dönem… Her dönem
ortaya çıkan müzisyenlerin,
bestekârların ruhlarındakilerle,
kalplerindekilerle beslendi
müzik…
“Hayatta müzik lazım
değildir. Çünkü hayat
müziktir. Eğer söz konusu
olan hayat, insan hayatı
ise müzik mutlaka vardır.
Müziksiz hayat zaten
mevcut olamaz. Müzik
hayatın neşesi, ruhu,
sevinci ve her şeyidir.”
Mustafa Kemal Atatürk
Bu topraklarda Osmanlı’dan
bu yana her geçen gün biraz
daha artan müzik tutkusu,
many young people to go abroad
for music education as part of a
“Musical Revolution”. Five young
people who participated in this
education during the 1940’s later
became known in the history of
polyphonic music in Turkey as
the “Turkish Five”.
Necil Kazım Akses, Ulvi Cemal
Erkin, Ahmet Adnan Saygun,
Hasan Ferit Alnar, Cemal Reşit
Rey. All were very talented and
successful musicians raised
in different family cultures with
a common passion for music.
They went abroad for musical
education with the support of
Atatürk and worked to introduce
Turkish culture and sound to the
world in universal forms. Necdet
Levent, Ferit Tüzün, Muammer
Sun, Cenan Akın, Kemal Sünder,
Yalçın Tura, Kemal Çağlar, Çetin
Işıközlü, Sayram Akdil, Okan
Demiriş, Sarper Özsan, İstemihan
Taviloğlu, Bülent Arel, İlhan
Usmanbaş, Ertuğrul Oğuz Fırat,
Turgut Aldemir, Ahmet Yürür,
Necati Gedikli, Turgay Erdener,
Betin Güneş, Mehmet Aktuğ,
Kamuran İnce, Perihan Önder
Ridder, Sıdıka Özdil, Nihan Atlığ
Atay, Server Acim, Aydın Esen,
Ekrem Zeki Ün, Faik Canselen,
Mithat Fenmen, Kemal İlerici,
Bülent Tarcan, Sabahattin
Kalender, Nedim Otyam, Nevit
Kodallı, İlhan Mimaroğlu, Cengiz
Tanç, İlhan Baran, Ali Doğan
Sinangil, Hasan Uçarsu, Mehmet
Nemutlu, Ali Özkan Manav,
Fazıl Say are also among artists
who blended the local motifs
of Turkish music with Western
music harmony thus influencing
the history of Turkish music.
Another radical support provided
by the state to polyphonic music
was the “Wonder Children Act”
that went into effect in 1948.
This law resulted in music
connoisseurs pianist İdil Biret
armoni
harmony
1...,54,55,56,57,58,59,60,61,62,63 65,66,67,68,69,70,71,72,73,74,...84
Powered by FlippingBook