95
kesilirdi. Telgrafın söyledikleri
her zaman ciddiye alınırdı. Tarih
kitaplarında ismi sıkça geçerdi. Çünkü
çok şey anlatmıştı muhatabına o
paslı teller. Günümüzde ise sadece
resmi makamların taziye aracı olarak
yaşamını sürdürüyor. Telgraf nasıl
çekilir, telgrafı çeken alet nasıl bir
görünümdedir hatırlayan bile çok az…
Müzelerde, eski konakların bodrum
katlarında, hafızaların kaybolmak üzere
olan derinliklerinde telgraflar…
Telgraf en basit anlatımıyla şöyle
biliniyor: İki merkez arasında,
kararlaştırılmış işaretlerin yardımıyla
yazılı haberlerin veya belgelerin
iletimini sağlayan bir telekomünikasyon
düzeni... Hikâyesi ise bir yolculukta
başlamış. 1832 yılında Amerikalı
ressam Samuel Morse, bir yolculuk
sırasında kendisine elektro mıknatıstan
söz eden bir yolcuyla tanışmış…
Telgraf üstünde zaten çalışmaları olan
Morse, bu sefer elektro mıknatıslı
telgraf için çalışmaya başlamış ve
ortaya telgrafın atası çıkmış. 1835
yılında, ilk elektromıknatıslı telgraf
hayata geçmiş ama bu sistem pek
başarılı değilmiş. Daha sonra Morse
ve yardımcısı Vail bunu daha da
geliştirmişler. Nokta ve çizgilerden
oluşan bir kodlama sistemi ortaya
çıkarmışlar ki bu da nam-ı diğer
kodlama sistemi, daha sonra tüm
dünyada kabul gören Mors alfabesi
olmuş...