101
algısına ulaşırız. Hafızamız olmasa,
beynimiz de bu yorumları yapmaz
ve dolayısıyla zaman diye bir algı da
oluşamaz. Hatta hafızamız olmasa, şu
ana kadar yaşadığımız yıllara dair bir
bilgi de beynimizde bulunmaz ve bizim
için yalnızca şu ‘an’ olur. Aynı şekilde,
gece yatağımızda yatarken susamamız,
kalkıp elektrik düğmesine basmamız,
mutfağa ilerlememiz, bardağı raftan
alıp içine su doldurmamız ve içmemiz;
kısacası yatağımıza tekrar yatana kadar
geçen süreç, yalnızca beynimizde
yer alan bilgilerdir. Tüm bunlara göre
zaman, -kim bilir belki de- sadece bir
bilgiden ibarettir...
Kur’an’daki zaman ayetleri
"Sizi çağıracağı gün, O'na övgüyle
icabet edecek ve (dünyada) pek az
bir süre kaldığınızı sanacaksınız." (İsra
Suresi, 52)
"Gündüzün bir saatinden başka sanki
hiç ömür sürmemişler gibi onları bir
arada toplayacağı gün, onlar birbirlerini
tanımış olacaklar…" (Yunus Suresi, 45)
"Dedi ki: 'Yıl sayısı olarak yeryüzünde
ne kadar kaldınız?" Dediler ki: "Bir gün
ya da bir günün birazı kadar kaldık,
sayanlara sor." Dedi ki: "Yalnızca
az (zaman) kaldınız, gerçekten bir
bilseydiniz.'" (Müminun Suresi, 112-
114)
"... Gerçekten, senin Rabbinin Katında
bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan
bin yıl gibidir." (Hac Suresi, 47)
"Gökten yere her işi O evirip düzene
koyar. Sonra (işler,) sizin saymakta
olduğunuz bin yıl süreli bir günde yine
O'na yükselir." (Secde Suresi, 5)