90
kadın sağlığı
Op. Dr. Sena Kutucu
İdrar kaçırmada lazer tedavisi
Stres üriner inkontinans (eforla idrar kaçırma) karın içi basıncı
artıran aktiviteler sırasında (ağır kaldırma, hapşırma, öksürme,
egzersiz ve hatta ani pozisyon değiştirme vs.) istemsiz olarak idrar
kaçırılması sorunudur. İnkontinans toplumda oldukça sık olarak
görülen bir problemdir, öyle ki 30 yaşın üstünde her 4 kadından,
menopozal dönemdeki her 2 kadından birinde idrar kaçırma
şikayeti mevcuttur.
İnkontinans hayati tehlike arz eden
bir hastalık olmamasına rağmen onu
önemli yapan sosyal etkilerinin çok
dramatik olmasıdır. İdrar kaçırma
şikayeti olan hastalar kendilerini hayatı
kontrollü yaşamak zorunda hissederler,
sosyal hayatlarını kısıtlarlar. Stres
inkontinansın bu kadar çok olumsuz
sonucu olmasına rağmen hastaların
çoğu utanma, var olan tedaviler
hakkındaki bilgisizlik, tedavinin cerrahi
gerektireceği korkusu vb. nedeniyle
tedavi aramamaktadırlar. Biz bu
yazımızda bu önemli hastalığın kısa
bir incelemesini yapıp var olan tedavi
seçeneklerinden ve lazerin tedavideki
yerinden bahsedeceğiz:
Stres inkontinans genetik ve çevresel
etkenler, gebelik ve doğum, hormonal
bozukluklar, obezite, sigara,
enfeksiyonlar, ilaçlar vb. gibi bir çok
etmenin rol oynadığı bir süreç sonrası
gelişir. Bunlar arasında özellikle gebelik
ve doğum idrarı tutmayı sağlayan
yapılara hasar verebildikleri için en
önemli etkenlerdir.
Muayene:
İyi bir öykü alma ve
doktor-hasta iletişimi kabaca ne tip
bir idrar kaçırma şikayeti olduğunu
belirlememizi sağlar. Hastaların idrar
kaçırma sıklığı, miktarı, sosyal ve
cinsel aktivitesi, herhangi bir kronik
hastalığının olup olmadığı (astım,
kabızlık vs.), kullandığı ilaçlar vb.
sorgulanır ve muayeneye geçilir. Önce
hasta detaylı bir jinekolojik ve pelvik
muayeneden geçirilir, sonrasında
hastalara özel bir takım tetkikler yapılır.
Bu tetkiklere göre hasta için en uygun
tedavi stratejisi belirlenir.
Tedavi:
Stres inkontinansın ilaç
kullanılmak suretiyle onaylanmış olan
bir tedavisi yoktur. Tedavide lazer
gibi alternatif yöntemler ve cerrahi
uygulanmaktadır. Cerrahinin travmatik
olması, iyileşmesi ve normal yaşantıya
dönüş süresinin uzun olması nedeniyle
birçok hasta tarafından zorunlu
olmadıkça tercih edilmemektedir. Bu
nedenlerle cerrahinin birçok alternatifi
geliştirilmiştir, bunlardan biri de az
sonra bahsedeceğimiz lazer tedavisidir.
Lazer stres inkontinans tedavisinde
henüz son yıllarda onay almış olmasına
rağmen çok başarılı bir tedavi
yöntemidir. Hafif ve orta derecedeki
idrar kaçırma şikayetinde etkilidir.
İnkontinans şikayeti olup da cerrahi
operasyon geçirmekten korkan hastalar
için oldukça iyi bir alternatiftir.
Lazer tedavisi yüksek enerjili Er:YAG
lazerinin vajinal dokular ve idrar çıkışı
deliğine uygulanması prensibine
dayalıdır. Bu dokularda bulunan
kollajen isimli protein bu dokulara
sıkılığını veren proteindir, lazer bu
proteine etki ederek stres inkontinansta
hasarlanmış-azalmış-dejenere
olmuş bu proteinin üretilmesini ve
düzenlenmesini uyarır, bu sayede
henüz uygulama sonrasında bile
inkontinansta belirgin düzelme olur ve
ve oluşan bu düzelme tedaviyi takip
eden haftalar içinde artar.
Lazer herhangi bir cerrahi kesi veya
anestezi gerektirmemesi, ağrısız,
dikişsiz ve kanamasız olması, hastaya
yatış yapılmasına ihtiyaç olmaması, in-
office ve walk-in, walk-out bir prosedür
olması nedeniyle cerrahi öncesi çok
iyi bir alternatiftir. Hastalar 30 dakika
gibi kısa bir sürede lazer ile tedavilerini
aldıktan sonra günlük yaşamlarına
kaldıkları yerden devam edebilmekte
ve aynı zamanda birkaç gün içinde de
cinsel yaşamlarına dönebilmektedirler.
Çoğu hastada tek seans lazer
uygulaması yeterli olmaktadır. Hızlı
bir tedavi olmasına karşılık bu yeni
tedavinin 2 yıllık takiplerinde iyileşme
oranı %80’ in üzerinde bulunmuştur.
Oranların cerrahi kadar yüksek
olması onu güçlü bir alternatif haline
getirmektedir. Stres inkontinans hayati
bir tehlike oluşturmuyor olabilir, ama
sebep olduğu sosyal ve psikolojik
problemler onu önemli bir halk
sağlığı sorunu haline getirmektedir.
İnkontinans sorunu olan her kadın
hastalığı sindirmeye çalışmamalı,
bunu yaşlanmanın doğal bir sonucu
olarak görmemeli, en kısa zamanda
bir doktora başvurmalıdır. Unutmayın,
basit bir müdahale yaşam kalitenize
çok büyük katkılar sağlayabilir.
Sağlıklı ve mutlu günler dileğiyle!