72
Dilek Şen
köşe
ZORLU ŞARTLARDA, toprağı delerek
güneşe uzanır, üzerindeki karı delerek
çıkar aydınlığa ve ışığı gördüğünde
güzelleşir Kardelen. Tıpkı eğitime
hasret, öğrenmeye istekli, cehaletten
ve töreden kaçan, birey olmak isteyen
kızlarımız gibi. İşte bu kızların sessiz
feryatlarına yankı olan “Kardelenler”
projesi 28 Ağustos 2000 tarihinde
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet
Bakanlığı, bir GSM operatörü ve
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
tarafından düzenlenen bir basın
toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. O
günün şartlarında Türkiye genelinde,
okuma azmi ve kararlılığı gösteren
5.000 kız öğrenciyi kapsayan projede,
bugün gelinen noktada erişilen
rakamlar yaklaşık olarak aşağıdaki gibi;
20.000 öğrenciye GSM Operatörü
bursu verildi, 8.666 Kardelen liseden
mezun oldu, 2707 Kardelen üniversiteyi
kazandı, 755'i mezun oldu.
Bu kızlarımız bir şekilde güneşi
görebilmiş, uzatılan elleri tutabilmiş
ve üzerlerine örtülen kara topraktan
beter töre baskısından uzak
durabilmişler... Amaç artık daha çok
Kardelen’i, daha güçlü, bağımsız
olarak yetiştirmek, aydınlığı daha çok
insanla paylaşmak ve Kardelen’lerin
üzerindeki ışığı hayatın renklerine
karıştırabilmek... Okula gönderilseler
dahi nisan ayı itibari ile tarlaya çekilen
kızlarımıza umut olabilmek, büyümeyi
beklemeden üzerlerine giydirilen
gelinliğin geleceklerini karartmasına
göz yummamak, kız olarak dünyaya
gelmenin bir suç olmadığını
anlatabilmek...
Ve annelerinin kaderini yaşamak
istemeyen bu kızlara yeni hayatlar
sunabilmek için yapılan çalışmalarda,
adı sıkça geçen önemli insan Türkan
Saylan… Aramızdan ayrılışının 2.
yılında vizyona giren filmi ile kendisini
bir kez daha tanıma ve anlama şansı
yakaladığımız; törenin, cehaletin,
yoksulluğun ve çaresizliğin kararttığı
geleceklere ışık olan “Aydınlık Yüz.”
Ergen olmadan gelin olan, okuma
yazma bilmeden oy kullanan, sadece
doğurması ve hayatı kolaylaştırması
beklenen kızlarımızın hayatları bu
aydınlıkla değişti, bu ışıkla yeniden
anlam kazandı her şey. Cehaletin kader
olmadığı gerçeğini herkese gösterdi
Türkan Hoca. Elini gidebildiği yere
kadar değil, gitmesi gereken yerlere
kadar uzattı. Yüreği sadece yakınları
için değil, yanında olması gereken
herkes için sımsıcak; inancı, sonuçları
ne olursa olsun, amacını yaşatacak
kadar güçlüydü.
İçerisinde bulunduğumuz koşullar ne
yazık ki hiçbirimiz için denklik teşkil
etmese de fırsatlarımızı paylaşmayı
öğreten, umursamadıklarımızın birileri
için yaşam olduğunu, nefes alabildikçe
umudun süreceğinin ispatı olan
Türkan Hoca’nın en büyük mirası tek
başına çıkılan bir yolda yüreği aydınlık
olanların aynı ışığa yönleneceğini
bizlere öğretmesi oldu. Bir başına
çaresizken birlikte neler yapılabiliyor
ve elinizi uzattığınız hayatlar nasıl
anlamlanıyor, bize bunu öğretti.
Şimdi ardında kalan eserleri, elinden
tuttuğu kızları ve bu ülkeye armağan
ettiği gençliği yaşatıyor onu. Karanlık
gelecekler ve kararmış zihniyetlere
karşı savaşan Işık Saçan Kahraman
Kadını... Bir mola istedi hayattan,
daha yapacak çok işi vardı; ancak
18 Mayıs 2009 sabahı henüz güneş
şehre dönmeden yüzünü, melek olarak
geceye karıştı.
Yolun ve yerin aydınlık olsun Türkan
Hocam, bıraktığın ışık daha nice
Kardelen kızımız için yön ve yol
belirleyecek.
Işık saçan kadın
Karanlıkta yolunu
bulmak isteyen herkesin
aydınlığa hasreti gibi,
kar kalkmadan açan
kış çiçeği “Kardelen”in
de hasretidir güneşe
uzanmak.