74
serbest yazı
Özlem Şenkoyuncu
IŞIĞIN OLMADIĞI, kasvetli ortamlar
kimseye göre değildir herhalde.
Gökyüzünde havanın, yaşadığımız
evin, çalıştığımız işyerlerinin aydınlık
olması, ışıl ışıl parlaması ne kadar
büyülü... Bu aydınlığın ve ışıltının güzel
düşünmemiz, üretken olmamız ve
daha sevecen olmamız için bize enerji
verdiğini, yaşam için motive ettiğini
düşünüyorum.
Peki aydınlıktayken kendimizi ruhen de
aydınlık ve pırıl pırıl hissediyor muyuz?
Önce kendimizi sonra da yaşadığımız
ortama kendi iç enerjimizle pozitif
bir ışık yayıyor muyuz? Önemli olan
içimizdeki ışığın sönmemesi, bizi ve
etrafımızdakileri aydınlatması. Kör
olup hiç ışığı görmemesine rağmen
içindeki yaşam enerjisi ve neşesiyle
hem kendine hem de etrafına ışık
veren birçok insan biliyorum. İç
ışığımızdır aslında bizi gerçek anlamda
aydınlatan ve farklı kılan. İçimizdeki
ışık bize hayatımızın her anında yol
gösterebilir. Işığımızın aydınlattığı kadar
görüp hissedebilir ve bu doğrultuda
kararlarımızı vererek seçimler
yapabiliriz.
Belki de soru şu olmalı: “içimizdeki
ışığı yakan, voltajı artırıp azaltan ya
da söndüren nedir?” Ben içimizdeki
ışığın gücünü bilgiye, tecrübeye,
pozitif duygulara ve tabi ki sevgiye
bağlıyorum. Ne kadar çok doğru
bilgiyle donanmış ve tecrübe edinmiş
olursak yaptığımız işlerde o kadar
yetkin hisseder ve aldığımız kararlara
o kadar güveniriz. Bu bize özgüven
verir. Özgüvenimiz ışığımızı hep açık
tutan bir duygu. Ama bu ışığın dozajını
da kendimize ve etrafımızdakilere
duyduğumuz sevgi ve beslediğimiz
pozitif duygular belirliyor.
Işığınızın parıltısını anlamak çok da
zor olmaz. Gözlerinizdeki pırıltıdan,
neşeyle söylediğiniz şarkılardan,
keyifle attığınız kahkahadan, sevgiyle
yaptığınız işlerden kolayca anlaşılabilir.
Hani bazen derler ya “onun ışığını
seviyorum” diye... Bahsedilen o kişinin
etrafına yaydığı pozitif enerjiden ve
güzel duygulardan başka bir şey
değildir bence. Ya da potansiyel
taşıdığını düşündüğümüz kişiler için
“onda ışık var” deriz. Kısaca onun
özgüveninin altyapısını oluşturan
bilgisine, tecrübesine güvenir ve onun
başaracağına inanırız. Gözlerindeki
bilgi, inanç ve azmin ışığını görürüz
çünkü onun içindeki ışığı etrafına
yaydığı o güzel enerjiden hissederiz.
İnsan binbir çeşit duygusuyla varolan
bir canlı. Tabi ki her zaman mutlu,
neşeli ve pozitif olmamız içimizdeki
ışığın hep pırıl pırıl olması mümkün
değil. Işığımızı söndürmeye yetecek
birçok şey var dediğinizi duyar gibiyim.
Ama içimizdeki ışığı tekrar tekrar
yakmak ve ışığımızın voltajını mümkün
olabilen en yüksek seviyeye çıkarmak
bize bağlı.
Bize yaşam enerjisi veren, ışığımızı
artıran, sevdiklerimize ve yapmaktan
mutluluk duyduğumuz herşeye sahip
çıkalım. Başarılı olmak, mutlu olmak,
sevmek ve sevilmek için içimizdeki
ışığa çok ihtiyacımız var.
İçinizdeki ışığın hiç sönmemesi,
etrafınızı hep bilginizle ve sevginizle
aydınlatmanız dileğiyle...
Işığını
kaybetme
Evreni aydınlatan, hızına
kimsenin yetişemediği ve
dokunamadığımız bir his.
Hayatımıza dokunmazsa
yaşayamayacağımız “ışık...”
Işık denince akla hemen aydınlık
geliyor, pırıl pırıl bir ortam,
sonsuzluk ve gelecek...