Dergi Bursa Aralık-2011 - page 53

51
söylerken, ben de keyifliydim söylediği
şarkılara iştirak ediyordum. Bir müddet
sonra şarkısını kesti ve yanıma gelip
kulağıma, 'Lütfen benimle beraber
söylemeyin, şarkıyı bozuyorsunuz,
ben rahat söyleyemiyorum' dedi.
Belki kimse sezmedi ama kendime
mani oldum, ters bir şey söylemedim.
Tabii şarkı bizim işimiz değil ama
keyiflenmişiz, söylemeye çalışıyoruz.
Beyefendiyi pek rahatsız etmişiz. O
gece ona çok kırıldım, gücendim. Ama
yine de plaklarını atmamalıydım, yanlış
yaptım' dedi. Münir Nurettin'i bir başka
gece yine davet etmişti ama o gece
nedense Münir Nurettin'den hiç şarkı
istemedi."
Kim unutabilir ki onları? Cızırtısından
kim uzak durabilir? Plak ve gramofonun
işbirliğinde ortaya çıkan müzik
ziyafetinden kim vazgeçebilir? Nostalji
kokan, bizi geçmişe götürüp oralarda
vakit harcatan kaç tane değerimiz kaldı ki?
Plâk, gomalaka ve mumlu maddelerle
(son yıllarda PVC ya da termoplâstik
maddelerle) yapılan bir disk. Şimdiki
müzik formatlarının bir üretiminin dahi
olmadığını düşününce plakların değeri
bir kez daha ortaya çıkıyor zaten.
Plakların çalışma pratiği ise oldukça
basit. İki yüzünde helezon şeklinde
oyuklar var. Bu oyuklar, girintili çıkıntılı
olduğundan özel olarak yapılmış olan
gramofon iğnesi bu oyuklar arasında
dolaşırken meydana gelen titreşimleri
kolaylıkla algılayabiliyor. Böylelikle
plâğa alınan sesin tekrar duyulması
sağlanıyor. Gramofon makine bölümü
de basit bir çalışma prensibi ile
çalışıyor. Plâğın devamlı olarak ve
aynı hızda dönmesini sağlayan bir
motor ile sesi yansıtan bölümden
oluşuyor denebilir. Motor, zemberek
ya da elektrikle çalıştırılabiliyor. Her
iki şekilde de dakikada ortalama
olarak 78 devir yapıyor. Elektrikle
çalışan gramofonların tek bir farkı var
ismi pikap olarak geçiyor. İğne, plâk
üzerinde dolandıkça, oyukların girinti
ve çıkıntısına göre meydana gelen
titreşimler, iğnenin bağlı bulunduğu
diyagrama yansıyor, ses titreşimleri,
diyagram ve ses kutusu yardımı ile
büyütülerek aksettirilmiş oluyor.
Peki ya o dönemin şartlarında bu
plakları nasıl dolduruyorlardı? O kadar
temiz bir ses kalitesine nasıl sahip
oluyordu bu plaklar? Balmumundan
yapılmış düz ve daire biçimli kalıplar,
gramofona benzeyen bir makineye
konuyordu o güzel müziklerin oluşması
için.
Bu makine, balmumundan kalıbı,
belli bir hızla döndürüyordu. Kalıbın
üzerine ise bir iğne konuyordu. Bu
iğne bir diyaframa bağlıydı. Makinenin
1...,43,44,45,46,47,48,49,50,51,52 54,55,56,57,58,59,60,61,62,63,...140
Powered by FlippingBook