45
dinlemek isteyen işçiler,
işi gücü bırakıp onların
etrafında toplanır. İşçilerin bu
davranışı yüzünden, inşaat
yavaş ilerler. Bu durumu
öğrenen padişah, her ikisini
de idam ettirir.(Bir başka
rivayete göre ise Karagöz
idam edilir ancak Hacivat
hacca giderken yolda ölür.)
Daha sonra yaptığından çok
pişman olan padişahı teselli
etmek isteyen Şeyh Küşteri,
başından beyaz sarığını
çıkarıp gerer ve arkasına
bir ışık yakarak ayağından
çıkardığı deri çetik çarıkları
ile de Karagöz ve Hacivat’ın
tasvirlerini canlandırıp, nükteli
konuşmalarını tekrar eder. O
tarihten sonra da, Karagöz
oyunları değişik mekânlarda
oynanır hale gelir.
Geleneksel kültürümüzün
Ortaoyunu ve Meddah ile
birlikte en önemli köşe
taşlarından biri olan Karagöz
günümüzden yüzyıllar önce
ortaya çıkmış. Ancak gölge
oyunlarının ne zaman ve
nasıl ortaya çıktığı hakkında
kesin bir bilgi yok. Asya
kökenli olduğu biliniyor. Gölge
oyununun Türk kültüründe ne
zaman ortaya çıktığı, Karagöz
ve Hacivat olarak ne zaman
biçimlendiği ise bugün hala bir
muallâk… Yüzyıllarca insanları
gülümsetmeyi, eğlendirirken
düşündürmeyi, toplumsal
bilinç oluşturmayı başaran bu
oyunun bugüne ulaşması dahi
tam bir muamma aslında...
Malumunuzdur, zıt
karakterlerdi Karagöz ile
Hacivat. Tüm çatışmaları da
bunun üzerine kuruluydu
zaten. Karagöz dobra dobra,
biraz patavatsız, okumamış
halktan bir karakterdi. O
yüzden başı hep derde
girerdi. Yoksuldu, işsizdi.
Bazen çobandı. Hacivat
ise okumuşluğundan aldığı
cesaretle yabancı sözcüklerle
of Karagöz and Hacivat with his
leather sandals. Soon, Karagöz
plays start to be staged at
various places.
Karagöz is among the most
important cornerstones of our
traditional culture together with
low comedy and Meddah and
has emerged centuries before
our age. However, there is no
certain information as to when
and where shadow plays first
emerged. It is known that they
are of Asian origin. It is still
uncertain when shadow plays
first emerged in Turkish culture
and when the Karagöz and
Hacivat plays took shape…
Actually, it is a mystery in itself as
to how a play that has succeeded
for centuries to put smiles on
people’s faces, to make them
think while laughing and to try
and form a social awareness
reached our age…
As you all know, Karagöz and
Hacivat are two opposing
characters. The whole play was
actually based on this conflict.
Karagöz was an outspoken,
slightly blunt and uneducated
fellow from among the public.
That is why he was always
in trouble. He was poor and
unemployed. He sometimes
worked as a shepherd. Whereas
Hacivat loved using foreign
words with a courage that comes
from being educated. You can
imagine the rest. Of course there
are other characters that add
color to the play. For example,
there are zennes . There are the
wives of Karagöz and Hacivat…
Or there are those who speak an
Istanbul dialect; Çelebi, Tiryaki
and Beberuhi… But the strong
characters are always from
Anatolia; there is Baba Himmet,
those from Bolu, the Efes,
Zeybeks and those from Harput,
Kayseri, the Kurds, Laz and
Rumelian… Those who come
from outside Anatolia are also
interesting; Persians, Albanians,
Arabs, Akarap and Emigres…
Of course we should not
forget about the non-Muslims;
Greeks (Barba Yorgos, doctor),
Armenians (Ayvaz Serkis), Jews
and Europeans… The mentally
unstable or sick characters
that add flavor to the plays are
Photo:
Karagöz Museum, Meral Kuru, April 2014