44
kullanılan bina, hem geçirdiği
yangınların hem de zamanın
etkisiyle günümüze kadar
ciddi hasarlar görerek gelmiş.
Bugün küllerinden doğan
kilise, yenileme çalışmalarının
ardından kültür merkezi olarak
işlev kazandı ve geçen yıl
hizmete açıldı. Eski kilise yeni
kültür evinin yanındaki ev de
bu yenilenme sürecinden
nasibini alarak Bursa’ya özel
bir mekân kazandırdı. Bir
nevi yazar sığınağı olarak
restore edilen ev; yazarların,
tercümanların gelip rahatlıkla
çalışabilecekleri, Gölyazı’nın
eşsiz manzaralarından
alacakları ilhamla edebiyata
yeni eserler katabilecekleri
bir “yazı evi” haline getirildi.
Geçtiğimiz yıl yerli ve yabancı
edebiyatçıların da katılımıyla
gerçekleştirilen açılışın
ardından etkin hale getirilen
“Göl Yazıevi”nin ilk konukları
Asa Lind, Ali Arda, Alberto
Maguel ve Doğan Hızlan oldu.
Sürekli etkinlikler, şenlikler,
festivaller düzenlenen
Gölyazı’da bu yıl eski bir
dostun daha yüzü güldü.
Yıllardır bir köşede unutulmuş,
kaderine terk edilmiş ve
boynu bükük bir halde fark
edilmeyi uman yaşlı bir yel
değirmeninin sabrı bu yıl
karşılığını buldu. Geçtiğimiz
aylarda restore edilerek
Gölyazı’ya kazandırılan yel
değirmeninin Türkiye’de
ancak birkaç örneği var.
Değirmenin yapımı, Türkiye’de
bulunan iki yel değirmeni
ustasından biri tarafından
Samsun’da başlatıldı. Bu süre
içinde değirmen, sonradan
yapılan müdahalelerden
temizlenilerek, yok olan ya da
bozulan bölümleri aslına uygun
şekilde onarıldı. Samsun’dan
gelen ahşap kısımlar eklenerek
işleyebilecek duruma sokulan
değirmen Gölyazı’ya hem
turistik hem de tarihi açıdan
büyük bir değer kazandırdı.
Önceleri ağırlıklı olarak
günübirlik gelinen Gölyazı,
artık daha uzun konaklamalar
içeren ziyaretlerle her geçen
yıl daha hareketli hale
geliyor. Bölgenin gördüğü
ilgiden mutluluk duyan
yerli halk, yel değirmeninin
yaşadığı değişimden de
son derece memnun. Halkın
memnuniyetini ise burada
gördüğünüz gülen yüzlerden
anlayabiliyorsunuz. Gölyazı’ya
günübirlik de olsa gelmek,
bir aile büyüğünü ziyaret
etmek gibi… Şefkatli, tonton,
sevimli, size bakarken
gözlerinin içi gülen ve yanında
gerçekten mutlu hissettiğiniz,
tecrübelerinden yararlanmak
için sabırsızlandığınız
bir aile büyüğü… Yaşına
ve tecrübesine saygı
duyduğunuz, sevdiğiniz, her
fırsatta yanına gidip dizlerine
koyduğunuz başınızı okşayan
bir büyükanne; ona göre
birkaç gün gibi geçen yıllarını,
anılarla doldurduğu hayatını
sizinle paylaşmaktan mutlu
olan bir büyükbaba gibi.
Yüzlerce yıllık tarihe, doğal
ve kültürel zenginliklere,
güzelliklere sahip Gölyazı
ve Uluabat Gölü, gördüğü
ilgi ve uğradığı ziyaretçi
akınına rağmen çevre
kirliliğine yenilmemek, ekolojik
dengelerini bozmadan ve
sahip olduğu kuş ve balık
türlerini korumak için mücadele
ediyor. Yerel belediyelerin
ve halkın çabalarıyla büyük
adımlar atılan bölgede önlem
alınmadığı takdirde, gölün 50
yıl içinde yok olma tehlikesi
bile var. Yine de direniyor ve
her şeye rağmen geleceğe
umutla bakıyor Gölyazı.
Halkıyla, ziyaretçileriyle,
geçmişiyle, tarihiyle, paha
biçilemez zenginlikleriyle
geçmiş ve gelecek arasındaki
köprü olmaya devam ediyor.
Taner Yavuz
bursa dokusu
bursa motifs