nasreddin hoca
52
Bir gün Hoca, eşeğine binerek,
arkasına takılan bir kısım insanlarla
birlikte, camiden eve dönerken
birdenbire durur, hayvandan iner ve
yüzü insanlara dönük olarak eşeğe ters
biner, yani semere ters oturur. Bunu
görenler yaptığı hareketin nedenini
sorarlar.
Hoca şöyle der: “Düşündüm taşındım,
eşeğime böyle binmeye karar verdim
çünkü saygısızlığı hiç sevmem. Siz
önüme düşseniz, arkanızı bana dönmüş
olacaksınız; usulsüzlük saygısızlık olur.
Ben önde gitsem, size arkamı çevirmiş
olacağım ki bu da doğru değildir. Böyle
ters bindiğim zaman ise hem ben
önünüzden giderim, siz de ardımdan
gelmiş olursunuz; hem de karşı karşıya
bulunuruz!”
İnsanlara doğru yolu gösteren, iyilikleri
bildiren, doğruya sevk eden ve
kötülüklerden sakındıran birisinin bu
hikâyeyi oluşturmasındaki neden çok
açık aslında... Tabiatı gereği kendisine
has yöntemleriyle halkın anlayacağı
bir dil ve üslup geliştiren hoca,
manidar latifeler ile anlatım gücünü
kısa ve öz bir şekilde dile getiriyor…
Fakat ilginç olan bugün yaşadığımız
bir gerçeklik için harika bir anlatım
olması…
Son dönemin iletişim kanallarının
bize yaşattıklarını düşünmek bile
Nasreddin Hoca’yı anlamak için yeterli.
Televizyon, radyo, sinema, gazete ve
Popülist bir filozof ve bilge
olan Nasreddin Hoca’nın
hikâyelerinden kıssadan
hisse çıkartacağımız bu
satırların ilk sayı konusu,
son zamanlarda “oldukça
eksik kalan” bir yanımız…
Yüz yüze “ters” iletişim