Dergi Bursa Ocak-Şubat 2011 - page 55

53
dergiler gibi kitle iletişim kanallarının
son dönem uzantıları, farklı şekillerde
hepimizi etkiliyor. Popüler kültürün
meyveleri olan Facebook, Tweeter,
Msn Messenger, ICQ, Sky-pe ve
hepsi birbirinden ahenkli web siteleri
bireysel iletişimimizin artık çok büyük
parçaları. Öyle ki birçok kişi sohbet
programlarında yeni aşklara yelken
açıp yine aynı programlarda ilişkilerine
son verebiliyor. Cep telefonuyla hatta
mesajlarla temellenen ilişkiler yine aynı
kanallarla evliliğe dahi dönüşebiliyor.
Fakat bu yöntemlerle şekillenen
evlilikler, insanlara yüksek oranla
hüsran yaşatıyor.
İşte Nasreddin Hoca’nın söylemek
istediği de tam da burada gizli. İşaret
ettiği şey yüz yüze iletişimin gücü.
Araya koyulan mesafelerin iletişime
verdiği zararlar… Yüzümüzdeki
ifadelerin, el ve vücut hareketlerimizin,
vücudumuzun, duruşumuzun ve göz
temasımızın değeri…
Psikolog Danışman Prof. Dr. Üstün
Dökmen’in bu konuya yaklaşımı ise
bambaşka bir çerçeveden: “Statünün
yarattığı sorunlar bir Nasreddin
Hoca fıkrasında çok güzel bir şekilde
irdelenmektedir. Nasreddin Hoca,
eşeğiyle cemaatin önünde gittiğinde
onlarla yüz yüze olamadığı, onlara
sırtını döndüğü için sıkıntı duymaktadır.
Cemaatin arkasından yürümesi ise,
hocanın statüsü ile bağdaşmaz. Hoca
bu sorunu, cemaatin önünde giden
eşeğine ters binerek çözümler. Artık
hem öndedir hem de cemaatle yüz
yüzedir. Bulduğu bu çözüm yoluyla
hoca yüksek statülü kişilerle halk
arasındaki kopukluğu pek zarif bir
biçimde parmak basmıştır (Dökmen,
1995, s.30–31).”
Bu noktada insan kendisine sormalı
eksikliğin ne olduğunu… Sadece
birkaç soru bile yeterli cevabı bulmak
için; “İnternet üzerinden yaptığınız
hangi sohbeti yıllar sonra çocuklarınıza
anlatabilirsiniz? Facebook üzerinden
gelen doğum günü tebrikleri sizi ne
kadar mutlu etti? Bayram tebriği olarak
gelen sms’lerin sizin için anlamı nedir?”
Hangi yılbaşı mesajı unutamadıklarınız
arasında?”
1...,45,46,47,48,49,50,51,52,53,54 56,57,58,59,60,61,62,63,64,65,...116
Powered by FlippingBook