Dergi Bursa Nisan 2011 - page 95

93
Emine Civanoğlu
“…Mum ışıkları ile dıştan içeri girdik. Bölmeli ve tonozlu hücreler. Çelebi Sultan
Mehmed’in hücresine geldik… Sanduka ve cesetler çürümüş. Tabut çivileri erimiş bir
pas halinde… Çelebi’nin bel kemikleri ve yanlarında kaburga izleri. Siyaha yakın bir
toprak zeminde tebeşirle çizilmiş gibi. İşte beş asır sonra Çelebi’den kalan…”
Rıza’dan özel karakalem ve suluboya
dersleri aldı. İç hastalığı uzmanlığını
Paris’te yaptı. Bir ömre bu kadar çok
şey nasıl sığar, bu kadar çok heves
nasıl ve neyle beslenir, bu kadar farklı
meraklar nasıl bir enerjiyle yaşama
böyle güzel yedirilir? Yapmış işte
Süheyl Ünver.
Bu ülkenin ressamları arasında adı
sıkça anılmayan, usta ressamlarının bir
listesi yapılsa ismi o listede sayılmayan
ama resmin hasından anlayanların ve
resimde gerçeklik arayanların başının
tacı Süheyl Ünver. Resimdeki paha
biçilmez ustalığına rağmen, benzeri
görülmemiş mütevazılığıyla da paha
biçilmez dersler veriyor aslında.
“Şu resim yapmağı öğrenemedim
gitti. Rahmetli yazı hocamız ve en
kıymetli hattatımız Hacı Kâmil Efendi
vefatından birkaç gün önce idi.
Ziyaretine gitmiştim. Bana dedi ki:
Öleceğim, ona şüphem yok. Fakat şu
yazıyı öğrenemeden gideceğim, ona
gam yiyorum. Bu sözüne hayret ettim.
Aradan çok seneler geçti, şimdi ne
demek istediğini daha iyi anlıyorum.
Herkes beni resim yapar bilir. Benimki
bir özenti… Haddim değilmiş meğer.
Zor şeymiş meğer. Bu da dâd-i Hak
imiş. Tevazu değil hakikat. Resim
yapmağı öğrenemedim gittim velhasıl.”
diyor.
Pek çok ülke ve şehri ziyaret etmiş;
gittiği yerlerde tarihi ve doğal
güzellikleri küçük defterlere suluboya
resimleriyle kaydetmiş; gittiği her kentin
kütüphanelerini ziyaret ederek bilhassa
yazma eserleri karıştırmış, okumuş
ve defterine notlar düşmüş. Sadece
yeryüzünden değil bugün bu toprakların
hafızasından da silinip gitmiş olan
pek çok tarihî cami, mevlevîhane,
medrese, türbe, müze, hamam, çeşme,
köprü, köşk, yalı, kahvehane, ahşap
konak ve evler, Süheyl Ünver’in arşiv
defterlerinde yaşamaya devam ediyor.
Süheyl Ünver’in sayıları binlerle ifade
edilen eserleri ve kişisel arşivi arasında
Bursa defterleri ve suluboya resimleri
ayrı bir yer tutuyor. Ünver’in Bursa
hakkında yazdığı notlar ve resimleri,
Ersu Pekin’in düzenlemesiyle, kızı
Gülbün Mesara ile Mine Esiner Özen
tarafından yayına hazırlandı ve kitap,
Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat
Vakfı tarafından yayımlandı.
Bursa Defterleri’nin 141. sayfasında;
“Bursa’da soruyorsunuz: kaç eski ev
var? Yok, kalmadı, diyorlar. Siz sokak
sokak dolaşıyor ve buluyorsunuz.
Bence her eski evde daha önce mamur
halinden bazen mühim kalıntılar var.
Bunları toplamalı amma, Bursa’da
başta mekteplerin resim öğretmenleri
olmak üzere meraklı yok. Hepsini
ayıpladım. Bugün Şehre Küsdü
Mahallesi’nde 1225 tarihli Hacı Muhtar
Efendi evini gezdim. Yeni ve eski
sahipleri berbat etmişler. Hele selâmlık
kısmında uydurma güzel İstanbul
manzaraları var. Hele bir anbarlı
kalyonlar. Bahri Baba vâri. Eski Bursa’yı
istimlaksiz ve düz yol hastalıksız aynen
ihya etmezsek çok yazık.” diye yazmış
Ünver.
Az konuşur çok yazarım diyen
ve klasik sanatlarımızın daima
yaşamasını sağlamak için Güzel
Sanatlar Akademisi, Topkapı Sarayı
Nakışhanesi, Kubbealtı Kültür ve
Sanat Vakfı ile Cerrahpaşa Tıp Tarihi
Enstitüsünde yetiştirdiği yüzlerce
öğrencisini de her zaman not tutmaya
ve yazmaya teşvik eden Ünver,
şifahiliği çağımızın en büyük hastalığı
ve kusuru olarak nitelendirdi hep.
Kitapta okuyacaklarımız onun o
sözcüklerinin huzur dolu akışı, etrafına
derinlemesine bakışıdır. Şimdi
hangimiz Bursa’da dışarıya çıkıp
bu gözle bakıyoruz kenti kentimize.
Hangimizin kenara köşeye yazdığı
notlar arasında bu kentten bugüne dair
bir iz kalsın diye bir sokağı, bir çeşmeyi
anlatan sözcükler var?
Kendi kendine konuşana neden deli denir? Bazen kendine
anlatacak ne çok şeyi vardır oysa insanın. İnsan, kendi kendisi ile
sık sık konuşsa iyidir hatta. İyidir hiç değilse ara sıra sık sık sorsa
kendisine, “ben, ‘kentim’ için şimdiye kadar ne yaptım” diye.
1...,85,86,87,88,89,90,91,92,93,94 96,97,98,99,100,101,102,103,104,105,...126
Powered by FlippingBook