85
Hakkında Kanun.” Bu kanunla beraber
kanundaki görevleri yerine getirmek
üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim
Kurumu’na bağlı olarak, İnternet Daire
Başkanlığı kuruldu.
2007 yılından beri İnternet Daire
Başkanlığı toplamda, engelliweb.com
verilerine göre, 13064 web sitesine
erişimi yasakladı. Bu yasaklanmış
sitelerin 564’ü mahkeme kararıyla,
436’sı savcılık kararıyla, 10843’ü ise
doğrudan BTK tarafından engellendi.
Bunun dışındaki 1218 sitenin ise neden
ve kim tarafından engellendiği belli
bile değil. Bu rakamlara göre BTK,
site kapatma işlemlerinin %85’inin
sorumlusudur. BTK bu yetkiyi, 5651
sayılı yasanın 8. maddesindeki
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun
çeşitli maddelerine yapılan atıflar
doğrultusunda katalog suç kapsamına
girmesi halinde, aynı maddenin 4.
fıkrasından alıyor. Bu fıkra der ki;
“(4) İçeriği birinci fıkrada belirtilen
suçları oluşturan yayınların içerik
veya yer sağlayıcısının yurt dışında
bulunması halinde veya içerik veya yer
sağlayıcısı yurt içinde bulunsa bile,
içeriği birinci fıkranın (a) bendinin (2) ve
(5) numaralı alt bentlerinde yazılı suçları
oluşturan yayınlara ilişkin olarak erişimin
engellenmesi kararı resen Başkanlık
tarafından verilir. Bu karar, erişim
sağlayıcısına bildirilerek gereğinin
yerine getirilmesi istenir.”
Bu işlemin gerçekleşmesi için şu
suçlardan biri işleniyor olmalıdır;
göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti,
kasten öldürme, işkence, çocukların
cinsel istismarı, uyuşturucu veya
uyarıcı madde imal ve ticareti, parada
sahtecilik, suç işlemek amacıyla örgüt
kurma, fuhuş, ihaleye fesat karıştırma,
rüşvet, suçtan kaynaklanan malvarlığı
değerlerini aklama, silahlı örgüt veya
bu örgütlere silah sağlama, devlet
sırlarına karşı suçlar ve casusluk.
B.T.K.’nın site kapatmakla ilgili yetkisi,
sadece ve sadece site içeriğini
oluşturanların yurtdışında olması
durumunda ortaya çıkıyor. Kanuna
göre BTK’nın içerik sağlayıcıları yurtiçi
olduğu müddetçe hiçbir site üzerinde
kapatma yetkisi yok, aynı şekilde
BTK’nın hiçbir servis sağlayıcı üzerinde
de bu şekilde site engellemeye bağlı
olarak bir yetkisi de yok. Ancak
BTK’nın yine bu kanun çerçevesinde
10. madde 4.fıkra (ç) bendi uyarınca
internet servis sağlayıcıları üzerinde
(TTNET, Superonline, vb.) uygulanacak
filtreleme sistemine karar verme
yetkisi var. (ç) bendine göre kurumun
görevleri arasında; “Kurum tarafından
işletmecilerin yetkilendirilmeleri ile
mülkî idare amirlerince ticarî amaçlı
toplu kullanım sağlayıcılara verilecek
izin belgelerinde filtreleme ve bloke
etmede kullanılacak sistemlere ve
yapılacak düzenlemelere yönelik esas
ve usûlleri belirlemek” bulunuyor. BTK
bu yetkisini 22 Ağustos 2011 tarihinde
devreye alacağı, “İnternetin Güvenli
Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar”
kararına göre; servis sağlayıcılarını
4 internet kullanıcı filtresi oluşturmak
ve filtreleme veritabanlarını, BTK
filtreleme veritabanına güvenli bir
şekilde bağlamak mecburiyetine
sokuyor. Böylelikle bütün filtreleme
işlemleri bir noktadan kontrol edilebilir
hale gelecek. Bununla beraber hiçbir
servis sağlayıcı bu filtrelerde değişiklik
yapamayacak. Oluşturulacak filtreler;
Aile, Çocuk, Yurtiçi ve Standart olarak
isimlendiriliyor.
Aile Filtresi:
Kullanıcının kurum
tarafından işletmecilere gönderilen
kara listedeki alan adı, IP adresi,
port ve web proxy sitelerine erişimin
sağlanmadığı filtre. (Yani internet
bağlantısı’nın BTK tarafından sakıncalı
görülmüş sitelerden temizlenmiş ve
teorik olarak filtreleri aşmaya yarayan
proxy sistemlerinin kullanılamayacağı
hali)
Çocuk Filtresi:
Kullanıcının sadece
kurum tarafından işletmecilere
gönderilen beyaz listedeki alan adı, IP
adresi ve portlara erişimin sağlandığı
filtre. (BTK erişilebilir siteler listesi
belirleyecek ve internetten sadece o
sitelere erişilebilecek.)
Yurtiçi İnternet Filtresi:
Kullanıcının
sadece yurtiçinde barındırılan ve kara
listede yer almayan alan adı, IP adresi
ve portlara erişimin sağlandığı filtreyi
ifade ediyor. (Yurtdışı çıkışı yok sadece
yurtiçinden yayın yapan siteler var,
Facebook, Youtube, Google vs. yok.)
Standart Filtre:
Kullanıcının
erişebileceği internet site ve
uygulamalarına ait bir sınırlamanın
olmadığı, mevcut mevzuat kapsamında