139
yutabilir?”, “Ne yani büyük
büyük büyük dedem buna
mı benziyormuş?”... Ana
salona inen geniş ve görkemli
merdivenin başında heykeli
olan Darwin’e selam verip
Evrim Teorisi bölümünde
pozitif bilime saygı duruşu
için de doğru yerdesiniz.
Yolumuz uzun, durağımız çok
olduğuna göre hediyelik eşya
reyonuna uğrayıp dinozor
iskeleti ile hatıra fotoğrafınızı
da çektirdiyseniz kalan kısmını
bir başka seyahata erteleyerek
vedalaşalım.
Tıpkı Natural History
Museum gibi ücretsiz
gezebileceğiniz bir diğer
müze yolun hemen karşısında
yer alan “Victoria and
Albert Museum”. Rönesans
bronzları, Edward dönemi
kostümlerin eşsiz dokuma
sanatı örnekleri, teknoloji,
moda, tekstil ve mücevher
gibi parçalar bu müzenin
koleksiyonu arasında yer
alıyor. Benzerlerini Türkiye’de
bulmanın zor olacağı Türk-
İslam tarihi eserleri belki sizi
şaşırtmayabilir ancak bir
kopyası Topkapı Müzesi’nde
sergilenmekte olan Bellini’nin
ünlü Fatih Sultan Mehmet
portresinin orijinalini görünce
şaşırmamak namümkün...
Müzenin özellikle en üst
katında sergilenen; ilk
walkman, ilk Apple ürünleri,
John Lennon imzalı The
Beatles plakları, fotoğraflar
ve konser afişleri gibi yakın
tarihe ait objeler özellikle
dikkat çekici... Exhibition
Road üzerindeki üçüncü
müze Science Museum yani
Bilim Müzesi. Diğer ikisi gibi
girişin ücretsiz olduğu Bilim
Müzesi 1857 yılında kurulmuş
ve Londra’nın en önemli
turistik atraksiyonlarından
biri kabul ediliyor. Yıllık
ortalama ziyaretçi sayısı 2,7
milyon olarak açıklanmış.
300 binden fazla objenin
sergilendiği müze sadece
bilim meraklılarına değil,
photographs and concert posters
are particularly appealing... Our
third stop on the Exhibition Road
is the Science Museum, also
with free admission. Founded in
1857, it is one of the main tourist
attractions in London, with an
average of 2.7 million visitors a
year. Displaying more than 300
thousand objects, the museum is
not just for science enthusiasts,
but for all. All the stages of the
evolution of mankind, important
discoveries are displayed in an
easy-to-understand manner.
The structure right on the left,
on Exhibition Road, before you
get to Hyde Park is the Royal
Albert Hall. One of the most
unique buildings in the UK.
Opened in 1871 during the reign
of Queen Victoria the 1st, it is
a performance hall for ballet,
opera, tennis organizations,
award ceremonies, official
banquettes, and many other
events; hosting musicians like
Frank Sinatra, The Beatles, Lisa
Minelli, Jimmy Hendrix, Led
Zeppelin, Eric Clapton, Sting,
Elton John, Adele and political
figures such as Winston Churcill,
Nelson Mandela, The Dalai
Lama, and Bill Clinton. Now we
can enter the Hyde Park through
the Kensington Gardens side
where you can see the Albert
Memorial statue. Satisfying our
appetite for art, science, and
history, we deserve to rest for a
while. Do not dismiss this oasis
of a park competing in fame
with the Central Park thinking
“it is just a park, they are all the
same”. You are in vacation; you
could get lazy by lying under the
trees, or having a picnic lunch.
Hyde Park is a breath of fresh
air in the chaotic metropolitan
that is London. This is a real
city park in harmony with the
city; surrounded by seven tube
stations, one which you cannot
see the end of looking from
across, covering a 250-hectare
area including the Kensington
gardens, with habitat areas for
squirrels that jump around; filled
with picnickers, sunbathers,
bike riders, and runners; people
swimming in the artificial pond
Serpentine, feeding ducks,
young people riding horses…
For the ones who want to make
a comparison, the Yıldız Park in
Istanbul is 39 hectares, Emirgan
34, Gülhane 16.5, and the Gezi
Park is just 3.8 hectares.