Dergi Bursa Ekim-Kasım 2013 - page 142

140
uzaktaki yakın
so far so close
herkesin ilgisini çekebilecek
türden. İnsanoğlunun bugünkü
gelişmişlik düzeyine ulaşırken
geçirdiği tüm aşamaları ve
önemli buluşlar kolay anlaşılır
bir üslupla sergileniyor.
Exibition Road üzerinde Hyde
Park’a varmadan hemen
önce solda göreceğimiz
yapı ise Royal Albert Hall.
Birleşik Krallığın en kıymetli ve
kendine özgü binalarından biri.
1871’de I. Victoria döneminde
açılan mekan; konserler, bale
ve opera performansları,
tenis organizasyonları,
ödül seremonileri, resmi
yemekler ve çok farklı
organizasyonlara ev sahipliği
yapan, sahnesinden Frank
Sinatra, The Beatles, Lisa
Minelli, Jimmy Hendrix,
Led Zeppelin, Eric Clapton,
Sting, Elton John, Adele gibi
müzisyenler, geçen Winston
Churcill, Nelson Mandela, The
Dalai Lama ve Bill Clinton gibi
ünlü politik simaların tarihi
konuşmalarına ev sahipliği
yapmış önemli bir performans
merkezi. Royal Albert Hall’un
hemen karşısındaki Albert
Memorial isimli heykelin
bulunduğu alandan Kensington
Bahçeleri’ne, dolayısıyla Hyde
Park’a giriş yapabiliriz. Sanat,
bilim ve tarihe doyduğumuza
göre biraz dinlenmeyi hak ettik.
Ünü New York’taki Central
Park ile yarışan bu büyük
vahayı “park işte görsem
de olur, görmesem de”
diyerek es geçmeyin. Tatilde
olduğunuza göre biraz doğa
yürüyüşü, biraz miskinlik,
ağaçların gölgesinde boylu
boyunca uzanarak belki
bir öğünü geçiştireceğiniz
özlediğiniz bir piknik iyi
gelebilir bünyenize. Londra gibi
karmaşık bir metropolün orta
yerinde kendinizi bambaşka
bir dünyada hissettiren taze
bir soluk gibidir Hyde Park.
Bir ucundan diğer ucunun
gözükmediği, yedi adet metro
istasyonunun çevreleyeceği
genişlikte, Kensington
Bahçeleri ile birlikte toplam
250 hektarlık bir alan kaplayan,
içinde habitatları gereği
sincapların fink attığı, piknik
yapanlar, güneşlenenler,
bisiklete binenler, büyük yapay
gölet Serpentine’de yüzen
insanlar, ördekleri besleyen
küçük çocuklar, parkurlarda
at binen gençler, koşanlar,
atlayanlar, hoplayanlar ve
zıplayanlarla yaşayan, şehriyle
bütünleşmiş gerçek bir şehir
parkından bahsediyoruz.
Kıyaslama yapmak isteyenler
için İstanbul’da Yıldız Parkı’nın
39 hektar, Emirgan Parkı’nın
34 hektar, Gülhane Parkı’nın
16,5 hektar ve Gezi Parkı’nın
sadece 3,8 hektarlık bir yeşil
alan olduğunu da hatırlatmakta
fayda var sanırım.
Pikniğinizi şanslıysanız canlı
müzik eşliğinde yaptıktan
After having your picnic, with
live music if you are lucky, enjoy
democracy in the well-known
Speaker’s Corner, for example
talk about world peace, go
through the Princess Diana
memorial gardens towards
Notting Hill. I do not know if you
would run into Hugh Grant or
Julia Roberts but you are at the
scene of the movie with Porto
Bello Market set up during the
weekends. Colorful houses, cute
shops, cozy cafés, antiques
stands left and right, fruit and
vegetables, the Market has it all.
So, do not disregard Notting Hill
and add it to the “must see” list
of your London folder. If you plan
to visit in the Summer, the Notting
Hill Carnival with its vivacious
costume shows on the streets,
the second largest carnival after
Rio, is held in the last week of
August.
Now that we have enjoyed
Notting Hill, next comes
shopping. When the key words
are “London, shopping, and
being a tourist” you cannot not
talk without the world-renown
Harrods. South of the Hyde Park,
on the Brompton Road, at the
Kensington district, has to be
visited, if only to have a picture
taken in front of it. Before being
sold to the Qataris, this luxurious
store, built in 1898 with the first
elevator in the UK, belonged to
Mohammed El Fayed, father of
the late Dodi El Fayed. Including
the in-store detectives, whose
images and identities are kept
as secret, and its own fire
department, the store employs
6000 personnel and is composed
of 380 departments. With a
turnover of one million dollars
per hour and its exaggerated and
eccentric rituals, Harrods makes
you talk. One of the most visited
tourist attractions in London is
the corner made by Mohammed
El Fayed for the memory of his
son and future daughter-in-law;
displaying a picture of the couple,
a hallow hourglass, and Princess
Diana’s diamond ring.
I realize that you might not want
to shop at Harrods, so I invite
you to Oxford Street. Get on the
Central line on the Tube, towards
Marble Arch. As you might
understand from the name, it is
made from marble, reminiscent of
the victory arches of the Roman
Empire, inspired by the Arc de
Triomphe in Paris and its only
significance is that it marks the
beginning of Oxford Street. This
is the main shopping district in
London. Oxford Street, starting
from the Marble Arch ending in
Tottenham Court Road, the best
stores of all the known brands
parade through this very street.
Southern part of the street, the
Mayfair area is the most upscale
neighborhood of London. After
Regent Street, you are in familiar
territory; Soho. For shopping
enthusiasts, I would like to remind
that the budget-friendly Primark
store, where people fill their
luggage, is at the beginning of
the street.
If you say “Shopping is not my
cup of tea”, you could visit the
British Museum, again free
admission, on Bloomsbury
Street, at the end of Oxford
Street, right on the left. Ancient
Egypt, Western Asia, Ancient
1...,132,133,134,135,136,137,138,139,140,141 143,144,145,146,147,148,149,150,151,152,...156
Powered by FlippingBook