101
Emine Civanoğlu
BURHAN SÖNMEZ / MASUMLAR
BURHAN SÖNMEZ / INNOCENTS
brides near the creek that if they
woke up the next day with a good
dream they would attain their
desire. Everyone loved her and
everyone pitied her. She would
hold onto her loose happiness
while folk songs made for her
were sung all around. She wished
that God would grant a love
like this to everyone, but with a
different fate.”
You will feel that your past is
lacking something. You will
return to your own story while
the crimson wind that howls
throughout the Innocents leaves
weird feelings on your soul. One
feels unlucky when reading the
Innocents; because one does
not have a Tatarian photographer
in one’s past, or because one
has never heard those rhyming
curses before or because one
never had a childhood friend like
Kewe. You will also feel that way.
“I saw the man sitting on the
other side of the window. He
looked at me long and hard like
the elderly who know the fate
of the seasons. His long hair
kept on falling onto his neck
like dead leaves.” Is it difficult
to stay innocent, preserve one’s
innocence no matter what and
understand who is innocent
and who is not; is this possible?
Actually it is enough even to just
believe it is so to make the world
a better place. There is still a
reason to be hopeful in a world in
which there is a woman who calls
others ‘innocent’ without taking
into consideration their secrets or
sins. You will also feel hopeful if
you read the Innocents.
boyunca farkında olmadan hep
masumiyetine tutunacaksın.
Neler yaşadığını hiç
bilmediğimiz insanlar geçiyor
yanımızdan. Masumlar’dan
sonra herkese biraz daha
dikkatli bakacaksın. Herkesi
biraz daha anlayacaksın.
“Asya konuşurken bazen
duru, dışarıdaki kırmızı rüzgarı
dinler, Ferman aniden gelecek
diye ümit ederdi. Uzaklardan
bir işaret çanı duymuş gibi
kalkıp evi temizler, yıkanmış
örtüler sererdi. Ertesi gün
güzel bir rüya ile yandığında,
pınar başındaki gelinlere
murada ereceğini söylerdi.
Sevmeyeni yok, üzüleni çoktu.
Ona yakılmış türküler dilden
dile dolaşırken o, yarım kalmış
mutluluğuna sahip çıkardı.
Tanrının herkese böyle bir aşk
nasip etmesini ama kaderin
başka türlü olmasını dilerdi.”
Eksik gibi gelecek geçmişin
sana. Masumlar boyunca
esip duran kırmızı rüzgar bir
yandan ruhunda tuhaf dokular
bırakırken sen de bir yandan
kendi hikayene döneceksin.
İnsan Masumlar’ı okurken
şansız hissediyor kendini;
geçmişinde bir Tatar fotoğrafçı
yaşamadığı, çerçinin o kafiyeli
küfürlerini hiç duymadığı, Kewe
gibi bir çocukluk arkadaşı hiç
olmadığı için. Sen de öyle
hissedeceksin.
“Pencerenin öbür tarafında
oturan adamı gördüm.
Mevsimlerin kaderini bilen
yaşlılar gibi baktı bana. Uzun
saçları iki yandan boynuna ölü
yapraklar gibi dökülüyordu.”
Masum kalmak, ne olursa
olsun masumluğunu korumak,
kimin gerçekten de masum
olduğunu anlamak kolay
mı, mümkün mü, olabilir
mi gerçekten de? Sadece
olabileceğine inanmak bile
yeter belki aslında dünyayı
daha iyi bir yer yapmaya.
Başkalarından, onların
sırlarına ya da günahlarına
bakmaksızın ‘masum’ diye söz
eden bir kadının yaşadığı bir
dünyada, umutlu olmak için
hala bir neden var demektir.
Masumlar’ı okursan sen de
umutlanacaksın.