95
çizgillerden oluşan bir alfabe
kullanılıyordu. Bu alfabe ile
yazılmış olan kitaplar da bir
çocuk için fazlasıyla büyük ve
ağırdı. Louise bunu farkındaydı
ve daha iyisini yapabilmek,
kendi gibi görme engellilerin
hayatını kolaylaştırabilmek,
günlük yaşamlarına herkes
gibi devam edebilmelerini
sağlamak için bir yöntem
düşünüyordu. Aynı dönemlerde
ise Napolyon, askerlerinin gece
düşman fark etmeden kendi
aralarında haberleşebilmesi
için bir alfabe geliştirilmesini
istemişti. Bu sistem üzerinde
çalışan subaylar kabartma çizgi
ve noktalardan oluşan “Gece
Yazısı”nı oluşturdular. Ancak
askerler bunu öğrenmekte
güçlük çekince yöntem kabul
görmedi. Gece Yazısı üzerinde
çalışan subaylardan Charles
Barbier, bu alfabenin körler
okulunda kullanılabileceğini
düşünerek, alfabeyi Louis
Braille’nin de öğrencileri
arasında bulunduğu Paris
Körler Okulu’na sundu. Okul
müdürü kullandıkları sistemin
yeterli olduğunu ve “Gece
Yazısı”nın kullanışlı olmadığını
ileri sürerek Barbier’in önerisini
kabul etmedi. Tesadüf eseri
alfabeyi gören Braille, bu
sistemin çizgilerden kurtulup
yalnızca noktalardan oluştuğu
takdirde, son derece faydalı
olacağına inandı. Uzun
süre kafa yorduktan sonra
bugünkü 6 noktadan oluşan
sistemi oluşturan Braille,
bu alfabeyi gizlice okuldaki
tüm arkadaşlarına öğretti.
En uygun, görme engelli
alfabesi buydu ve tüm görme
engelliler bu alfabeyi kullanarak
hayatlarını kolaylaştırabilirdi.
Her dile uyarlanabilen ve her
alanda kullanılabilen bu alfabe,
görme engelliler dışında hiç
kimse tarafından kullanışlı
bulunmadı ve Braille’nin
ölümüne kadar kabul edilmedi.
Bazı kaynaklara göre “Braille
Alfabesi” ilk kez Osmanlı
Devleti’nde 1891 yılında açılan
“Âmâlar Mektebi”nde kullanıldı.
Dünya çapında kabul edilmesi
ise 1918 yılından itibaren
toplanan komiteler ve yapılan
uzun soluklu görüşmeler
sonucunda oldu. İlk kez 1968
yılında Braille Alfabesi ile
yazılmış kitapları basan bir
matbaa kuruldu.
Tüm dünyada kullanılan Braille
Alfabesi, günümüzde gelişen
teknoloji sayesinde sesli kitap
ve dergilerle destekleniyor.
Böylece doğuştan ya da
sonradan görme engelli
olan kişiler hayatlarını kendi
başlarına, özgürce sürdürme
imkânına sahip olabiliyor.
they can continue with their
daily lives just like everybody
else. It was during the same
period that Napoleon asked
for an alphabet to be devised
that would enable soldiers to
communicate among each other
at nights without the enemy
noticing. The lieutenants working
on this system developed the
“Night Writing” system that was
made up of embossed lines and
dots. However, this method was
not accepted widely when the
soldiers experienced difficulties
in learning it. Charles Barbier
was one of the lieutenants who
worked to develop the Night
Writing system and he presented
it to the Paris School for Blinds
where Louis Braille was also
among the students. The school
manager told him that the system
they were using was sufficient,
that “Night Writing” method was
not so user friendly and thus
rejected Barbier’s offer. Braille
saw the alphabet by chance and
believed that the system could
be quite useful if it consisted only
of dots and not have any lines.
After a long and arduous study,
Braille developed the 6-dot
system that is still used today
after which he secretly taught it
to all his friends at school. This
was the most suitable alphabet
for the visually impaired and it
eased their lives considerably.
The alphabet could be adapted
to every language and every field
of expertise and it was not found
to be useful by anyone else but
the visually impaired until Braille’s
death. According to some
resources, “Braille Alphabet”
was first used by the Ottomans in
1891 at the “School for Blinds”. It
was accepted all over the world
as a result of the long meetings
carried out with committees that
started coming together in 1918.
A printing press that published
books written using the Braille
Alphabet was first established in
1968.
The Braille Alphabet is used all
over the world and it is supported
by developing technology via
audio books and magazines.
Thus, those who are visually
impaired from birth or those who
became visually impaired after
birth have the opportunity to lead
their lives by themselves in a free
manner.