73
Birçok neslin en iyi arkadaşıydı
televizyonlar. Kim bilir kaç
kuşak onun karşısında
büyüdü. Eğiten, öğreten,
haber veren en önemli mecra,
evlerin en büyük eğlencesiydi.
Belli saatlerde verilen
yayınlar baştan sona izlenir,
ekranda televizyonu kapatma
zamanının geldiğini hatırlatan
mesaj çıkana kadar bir anı bile
kaçırılmazdı. Kısa süre içinde
benimsenmiş, gelişmeleri
radyodan takip etmeye alışkın,
radyo tiyatrolarının verdiği
keyfi başka hiçbir şeyden
alamayacaklarını düşünen
dedelerin, ninelerin bile
vazgeçilmezi haline gelmişti.
Tüplüsü, gazlısı, siyah-
beyazı, renklisi, kumandasızı,
kumandalısı ve hatta akıllısı…
Varlıklarının ilk sinyallerini
verdikleri 1800’lü yıllardan
beri, zaman içinde teknolojinin
tüm nimetlerinden yararlanıp
türlü şekillere girdiler. Siyah-
beyaz yıllarından günümüze
rengârenk anılar getirdiler. İlk
kez 1950’li yıllarda Amerika’da
satışa sunulan televizyonlar,
kısa süre içinde tüm dünyada
büyük ilgi gördü ve satışlar
10 yıl içinde rekor rakamlara
ulaştı. Önceleri yüksek
fiyatlarla satıldığı için yalnızca
zengin kesime hitap ediyor;
halk, televizyonu ancak umumi
yerlerde izleyebiliyordu. 1947
yılında fiyatının 200 doların
altına düşmesi dünya çapında
“her evde bir televizyon”
dönemini başlatmış oldu.
Türkiye de bu akımdan nasibini
almış, biraz gecikmeli de olsa
“televizyon” denen bu sihirli
kutunun etkisine kapılmıştı.
“Burası 3. bant 5.
kanaldan deneme
yayınları yapan Ankara
Televizyonu. Bugün 31
Ocak 1968. Bu akşamki
deneme yayınlarına
başlıyoruz.”
Bu tarihi cümleler, TRT’nin
1968 yılında siyah-beyaz
olarak başladığı deneme
yayınında, Türkiye’nin ilk
kadın televizyon sunucusu
Nuran Devres’in ağzından
Televisions were the best friends
of many generations. Who knows
how many generations grew up
in front of them. They educated,
taught, gave news and were
the most important joy of every
home. Broadcasts were watched
from beginning to end during
certain hours and no one missed
a beat until the message to turn
off the television popped up on
the screen. People adapted to it
very quickly and thus televisions
became essential in the lives
of even grandfathers and
grandmothers who were used
to listening to radio theaters and
who thought they could never
enjoy something other than the
radio.
CRT TV, gas tv, black and white,
colored, without remote, with
remote and even the smart
ones… Since the beginning of
the 1800s during which they first
emerged, televisions made use
of the benefits of technology and
were transformed many times.
They carried with them many
colorful memories from the black
and white days to our times.
Televisions were first put on sale
in America in the 1950s and in
a very short period of time they
received wide attention all over
the world thus reaching record
sales numbers in only a decade.
Initially it appealed to only the
rich due to its high price; the
public could watch television
only in public places. After its
price dropped down to below
200 dollars in 1947, the period
of “a television in every home”
started. Turkey also took its share
of this craze and even if with
some delay, got carried away
with this magical box known as
“television”.
“This is Ankara Television
broadcasting from the 3rd band
5th channel. Today is January
31, 1968. We are starting our test
broadcasts of the night.”
These historical sentences were
read by the first woman television
host Nuran Devres when TRT
started its black-and-white test
broadcasts in 1968. However,
television had entered Turkey
before that and the first steps
were taken by Professor Mustafa
Santur from Istanbul Technical
University High Frequency
Technique Department in 1953.
Santur saw a television for the
first time in 1938 during a visit to
Europe and took the first step to