46
Ateşe
duman
attıranlar
Those
who play
with fire
geçmiş zaman kipinde
the past tense
İnsanın ateşe karşı verdiği savaşta en büyük rolü üstlenen dev bir teşkilatın temelini oluşturdular. Geçmişte
sokaklarda yankılanan naraları, günümüzde yerini itfaiye araçlarının siren seslerine bıraktı. Tulumbacıların adı,
şekli, imkanları zaman içinde değişse de “ruhları” hep aynı kaldı.
They formed the foundation of a huge force in the fight of humans against fire. Their shouts that echoed along the
streets in the past gave way to the sirens of fire trucks. Even though the name, organization, and facilities of fire
brigades (tulumbacı) changed, their “spirits” remained intact.
Kendi imkanlarıyla yangına
müdahale eden halkın
içinden çıkan, özenle seçilmiş
yiğitlerden oluşan ve dev
alevlere karşı tek silahları su
olan tulumbacılar; yangınları
en kısa sürede söndürmek
için zamanla yarışırlardı. Halka
güven veren naralar atarak
yangın yerine varır; işleri
bittiğinde arkalarında minnet
dolu insanlar bırakırlardı.
Tulumbacılardan miras kalan
kahramanlık ruhu, günümüzde
canımızı emanet ettiğimiz
itfaiye erlerinin de cesaretinin
temelini oluşturuyordu.
Bugün, aldıkları bir telefon
ihbarıyla olabildikleri en
hızlı şekilde yangın yerine
müdahale eden itfaiyeciler
yerine, yıllar önce şehrin
yüksek bölgelerinde
inşa edilmiş olan yangın
kulelerindeki gözcülerin
yardıma çağırdığı tulumbacılar
vardı. Gözcülerin “Yangın
var!” diye haykırışını duyar
duymaz başta reisleri, sırtında
tulumbalarıyla yangına koşar;
zamanın imkanlarını zorlayarak
yangını söndürürlerdi.
Alevlerle kaplı binanın içine,
yüreklerindeki cesaret ve
üstlerine döktükleri bir kova
su dışında bir önlem almadan
giriverirlerdi. Amaçları önce
içerideki herkesi dışarıya sağ
salim çıkarmak daha sonra
ise içerden mülk sahibinin
kurtarabildikleri kadar değerli
eşyasını kurtarmaktı. Kendi
aralarında yaptıkları hizmete
göre farklı görevleri olurdu ve
her bir görevin sahibine başka
isimler verilirdi. Tulumbayı
sırtlanan “uşaklar” arasında bir
sorun çıkarsa bunu çözmek,
takımın yol göstericisi olan
The fire brigade that consisted
of brave men selected carefully
from amongst those whose only
weapon against the huge flames
was water, raced against time in
order to put out the fires. As they
approached the place of fire, their
cries reassured the public and
they left grateful people behind.
This heroic spirit that descended
down from the first fire brigade
(tulumbacı guild) formed the
basis of the courage of today’s
firemen to whom we entrust our
lives.
Years ago, there were fire
brigades (tulumbacı) who
watched the city from fire towers
built in higher regions before the
firemen who rush to the place of
fire as soon as possible after a
phone call today. As soon as they
heard the shouts of “Fire!” by
the scouts, they took their water
pumps (tulumba) on their backs
and rushed towards the fire;
putting it out against time. They
entered flaming buildings with
nothing but the courage in their
hearts and a bucket of water.
Their first objective was to take
everyone out alive and afterwards
save as much valuable items as
possible. They had different tasks
according to the services they
gave and each task was given a
different name. It was the task of
the “fenerci” to solve any problem
that arises between the “uşaks”
who carry the water pumps.
“Borucu” was the name given to
the person who carried the pipe
through which water was spurted
and those who held the pipe to
prevent it from falling down was
called “kökenci”. The task of the
“hortumcu” was to use the hose.
The owner of the building they
saved rewarded them and this
was equally distributed among
the team. They used to walk
by shouting out songs about
“which neighborhood these brave
men came from” in order to let
everyone know which tulumbacı
guild they were a part of. It is
known that roughnecks that have