110
kadın sağlığı
Op. Dr. Servet Yetgin
Esentepe Tıp Merkezi
MEME KANSERİ günümüzde tedavisi
mümkün kanserler arasında. Burada
önemli olan meme kanserini erken
evrede yani henüz memedeyken, başka
organlara yayılmadan teşhis etmekten
geçiyor. Erken evredeki muayene ve
40 yaşından sonraki düzenli doktor
kontrolleri meme kanserini teşhis
etmenin en önemli yolları arasında.
Ayrıca meme kanserini çoğunlukla
hasta kendi kendine teşhis ediyor.
Görülen vakaların büyük bir bölümünü,
eline kitle geldiği için doktora başvuran
kadınlar oluşturuyor. Bazı kadınların
göğüs kanserine yakalanma riski ise
diğerlerine göre çok daha fazla…
Bunları şu şekilde özetleyebiliriz:
“anne, kızkardeş ve teyze başta
olmak üzere yakın akrabasında meme
kanseri olanlar; hiç doğum yapmamış
kadınlar; geç doğum yapmış (35
yaş üstü) kadınlar; hiç emzirmemiş
kadınlar; erken adet görmeye başlayan
ya da geç menopoza giren kadınlar;
uzun süreli hormon tedavisi (doğum
kontrolü, menopoz tedavisi) görenler;
aşırı kilolu kadınlar; alkol ve / veya
sigara kullananlar; hareketsizlik
içerisinde olanlar; rahim, yumurtalık
ya da kalın barsak kanseri olanlar ve
radyasyona maruz kalanlar”
Bu kişilerde rutin kontrollere daha erken
yaşlarda başlamak gerekir ve hastanın
riskine ve meme bulgularına göre
özel bir takip programı oluşturulması
gerekir. Meme kanseri teşhisinde altın
üçlü ise meme muayenesi, mamografi
ve bunları takip eden biyopsi…
En sık görülen belirti memede ele kitle
gelmesi ve çoğunlukla hastanın bunu
fark etmesi…
Meme kanseri erken evrede yani
henüz memede sınırlıyken teşhis
edilirse tedavisi mümkün bir hastalık.
Günümüzde meme kanserinin birinci
tedavi yöntemi cerrahi yani kanserli
dokunun vücuttan uzaklaştırılması
işlemi. Diğer birçok kanser türünde
olduğu gibi meme kanseri ile beslenme
arasında önemli bir ilişki söz konusu.
Kanser hastalığı üzerine araştırma
yapan uzmanlar bazı besinlerin
içerdikleri maddelerin kanser riskini
arttırdığını belirtiyor. Bu besinler şu
başlıklar altında toplanabilir: “yağlı
tüm hayvansal besinler; yağlı şarküteri
ürünleri; tereyağı; kızarmış besinler;
tütsülenmiş besinler; tuzlanmış
veya salamura yapılmış besinler ve
doğrudan ateşte pişirilmiş etler…”
Bu besinlerin tüketimleri mutlaka
sınırlandırılmalı ve bazı önlemler
alınarak tüketimi sağlanmalıdır.
Örneklerle yol haritaları çıkartmak
gerekirse bazı önlemler almak
mümkün:
*
Bahsettiğim bu besinlerden
tüketecekseniz mutlaka yanında C
vitamini kaynağı olan sebze veya
meyvelerden bol miktarda tüketin.
*
Yıllardır yapılan araştırmalar ile bazı
besinlerin kanser riskini azaltıcı etki
yaratabildiği biliniyor. Bu araştırmalara
göre kanser riskini azaltıcı besinlerin
başında meyve, sebze, kuru baklagiller
ve tam tahıl ürünleri geliyor.
*
Yapılan birçok çalışmada orta
düzeyde egzersiz yapan kadınların
meme kanseri olma riskinin azaldığı
vurgulanıyor. Fiziksel olarak etkin bir
yaşam kansere karşı koruyucu olarak
biliniyor. Egzersiz sırasında salgılanan
endorfin hormonu sayesinde psikolojik
olarak da mutlu olmak mümkün.
*
Vücut ağırlığınızı ideal seviyede
tutmayı hedefleyin.
*
Sebze ve meyve tüketiminizi yüksek
seviyede tutun, günde 5 kez meyve ve
sebze tüketmeyi hedefleyin.
*
Yağ alımınızı sınırlamayı deneyin.
Günlük aldığınız enerjinin % 20-
25 kadarının yağdan gelmesini
sağlayın. (Sağlıklı yetişkin bireyler
için bu değer % 30’a kadar çıkabilir.)
Yediğiniz besinleri yağ içeriklerine
göre ayarladığınızda tükettiğiniz yağ
miktarını da azaltmış olursunuz.
*
Omega 3 yağ asitlerinden zengin
besinleri beslenme planınıza ekleyin.
Trans yağ asitlerinden mutlaka uzak
durun.
*
Kırmızı et tüketiminizi haftada 1-
2 kez olacak şekilde sınırlandırın.
Tütsülenmiş, yanmış besinleri
tüketmekten kaçının.
*
İyi beslenmeyi sağlayın, kendinizi
mümkün olduğunca stresten uzak tutun
ve sağlığınızı koruyun.
Sağlıkla kalın...
Kadınların kabusu
meme kanseri
İstatistiklere göre her sekiz kadından biri meme kanseri ile
yaşamının bir evresinde mutlaka karşılaşıyor. Meme kanseri
gençlerde fazla sık görülmezken, görülme sıklığı 40 yaşından sonra
yaşla birlikte artıyor.