Dergi Bursa Haziran 2015 - page 88

86
bakış açısı
point of view
A ticket; a new life
“When I received my compensation and hit the roads with my backpack, I was saved from the pressure and weight of
the life that in my opinion was “grey”. Colorful days awaited me. What I had to do was to discover myself along with the
world and to savor each and every moment I experienced. And that’s what I did.”
“Tazminatımı alıp sırt çantamla yollara düştüğümde geride bıraktığım, bana göre “gri” olan hayatın baskısından,
ağırlığından kurtulmuştum artık. Önümde rengârenk günler vardı. Bana düşen; dünyayla birlikte kendimi
keşfetmek, yaşadığım her anın tadına varmaktı. Ben de öyle yaptım.”
Bir bilet; yeni bir hayat
Hayatımız boyunca yapmaya
cesaret edemediğimiz
değişiklikler, hep olmak
istediğimiz ama bir türlü
gidemediğimiz yerler,
gerçekten yapmak isteyip de
vakit ayıramadığımız şeyler
olmuştur. Etrafımız ise bütün
bunları yapabilmemiz için
bize ilham veren, yol gösteren
örneklerle dolu. Okulunu bitirir
bitirmez girdiği işten ayrılıp,
aldığı bir biletle hayatı değişen;
ani bir kararla yola çıkıp,
bisikletle dünyayı gezen Gizem
Altın Nance’nin de, hayata
olan bakış açımızı değiştirecek
hatta belki de hayatımızın
geri kalanına yepyeni bir yön
verecek ilginç bir hikâyesi var.
Onun hayata bakış açısını
tek bir cümle özetliyor: “Ne
yaparsan yap, yeter ki mutlu
ol!”
Öncelikle bize biraz
kendinizden bahseder
misiniz?
1974 doğumlu, İktisat Fakültesi
mezunu, 3,5 yaşında bir kız
çocuğu annesi, İstanbul
Büyükada’da yaşayan, Buğday
Derneği Eş Genel Müdürü
olan, doğa düşkünü, bisikletçi,
gezgin ama her şeyden önce
“mutlu” bir insanım.
Bu mutluluğun “gitme”
merakınızla bir ilgisi var
değil mi?
Hem de çok. İlk kez o
adımı atıp her şeyi geride
bıraktığımda 25 yaşındaydım.
Şimdi yerleşik düzene geçtim
diyebilirim ama o gitme isteğini
takip etmek bana içinde
gerçekten mutlu olduğum bir
hayat verdi.
Her şey nasıl başladı?
Bir biletle, bir istifayla, bir
bisikletle, bir Green Card
başvurusuyla… Hayatımın
birden fazla dönüm noktası
var ama bütüne baktığımda
hepsi birbirini tamamlayan
parçalar. Üniversiteyi
bitirdiğim yıl ben de her genç
gibi çalışmam gerektiğini
kabullenip bir işe girdim.
Toplumun, sistemin öğrettiği,
nedeni sorgulanmadan yapılan
şeylerden biri bu. Okursun,
okulun biter ve çalışma
hayatına atılırsın. Ben de bu
zihniyetle 2–3 yıl çalıştım.
Ancak mutlu olduğumu
hissedemiyordum. Tamam,
işim güzeldi, yeni mezun bir
öğrenci için kazancım da
güzeldi. Hayatım düzenliydi,
görünüşte her şey yolundaydı.
Ama mutsuzdum ve mutlu
olmak benim için bu hayatın
tek anlamıydı. Serviste gidip
There have always been changes
that we could not dare to carry
out throughout our lives, places
we wanted to go but never could
or things that we wanted to do
but were not able to spare time.
However, we are surrounded with
examples that inspire and lead
us to accomplish all such things.
Gizem Altın Nance is one of
those people with an interesting
life story that can change our
perspective towards life or even
help us give it a whole new
direction, since she has quit
her job she started right after
graduation and changed her life
with a ticket she purchased when
she started traveling all over the
world by bike. A single sentence
summarizes her perspective
towards life: “Be happy no matter
what you do!”
First of all, can you tell us
about yourself?
I am a nature lover, bicycler and
traveler mother of a 3,5 year old
girl living in Istanbul Büyükada,
born in 1974, graduate of Faculty
of Economy, Co-President of
Wheat Association; but first and
foremost a “happy” person.
This happiness is related
with your interest in
“going”, right?
Most definitely. I was 25 years old
when I took that first step and left
everything behind. Now, I can say
that I have passed onto a settled
life, but following that desire to go
has provided me with a life that I
am really happy to be living in.
How did it all start?
With a ticket, quitting from work,
a bicycle and a Green Card
application… My life has more
than one turning point, but they
all complement each other when
I look at the big picture. After
graduating from the university,
I accepted the fact that I had to
work just like every other young
person does and I got a job.
This is one of those things that
the society, the system teaches
us which we do without ever
asking why. You go to school,
graduate and start working. I
worked with this mentality for
about 2–3 years. However, I
could never feel happy. All right, I
had a good job, my income was
fine for a new graduate. I had
an organized life and everything
seemed to be going fine. But I
was unhappy and my only goal
in life was to be happy. Going
back and forth between home
and work by a shuttle, spending
the working hours inside four
walls… All these did not suite
me or my perspective of life
and I had to do something. I
did not know what to do and
how to go about it, because
there was no example I could
look up to and find inspiration.
I told all these to my boss and
submitted my resignation. My
boss was very understanding
and instead of accepting my
resignation he suggested to fire
me and pay my compensation.
This compensation enabled me
to purchase an interrail ticket
for a one and a half month long
Röportaj
(interview)
:
Ferhan Petek
1...,78,79,80,81,82,83,84,85,86,87 89,90,91,92,93,94,95,96,97,98,...124
Powered by FlippingBook