Dergi Bursa Eylül 2015 - page 91

89
ayakta duruyor, sergilenebiliyor
ve dünya çapında tanınarak
yüz binlerce turist çekebiliyor.
Sanat eserlerinin sergilenmesi
açısından bakılacak olursa,
bu kapının Efes ören yerinde
olduğu gibi, ören yeri turizmi
şeklinde sergilenmesi çok
daha etkileyici olmaz mıydı?
Bu yapı kaçırılmamış olsaydı,
Türkiye’nin ikinci bir Efes
Celcus Kütüphanesi olacaktı.
Kahrolmamak elde değil
gerçekten.
Bir diğer yapı İştar Kapısı.
Bu defa komşudan ama yine
Osmanlı topraklarından.
Bugünkü Irak’ta bulunan
Antik Babil Kenti’nin surları
üzerinde, “Tören Yolu” denen
ana caddeye açılan, bir iç avlu
ile ayrılmış iki anıtsal girişten
oluşan, tuğladan yapılmış
dev boyutlu kapı. MÖ 575’te
Yeni Babil Devleti’nin başkenti
Babil’in iç ve dış sur duvarlarını
birleştiren, kentin sekizinci
kapısı olarak, Babil Kralı II.
Nebukadnezar tarafından
Tanrıça İştar adına yaptırılmış.
Yapıldığı tarihi düşününce
insanı ürperten bir güzellik ve
işçilik söz konusu. Masallarda
adı geçen Babil kentinden
somut ve sapasağlam bir
güzellik. Aslan figürleri,
papatyalar, ejderhalar vs
ile kendisi de masallardan
çıkıp gelmiş gibi müzeye.
Bu eser için Irak’ta kalsaydı
başına neler gelirdi söylemek
maalesef mümkün gibi.
Körfez Savaşı sırasında ABD
ordusunun askeri yığınağının
arasında kalan tarihi mekanda
onarılamaz hasarlar meydana
gelirken yüzlerce çini çalınmış.
Bugün de bölgede neler
olduğu malumunuz. Bu
yüzden İştar Kapısı için “iyi ki
kaçırılmış” demek mümkün.
Mshatta Alınlığı ise Ürdün
topraklarından müzeye
kondurulmuş 8.yy’a ait bir çöl
kalesinin devasa bir parçası.
Çöl rüzgarları ve fırtınalar ile
yıpranmış ama güzelliğinden
bir şey kaybetmemiş. Müzenin
İslam Sanatı kısmının daimi
sergilenen en önemli parçası.
Spree, Alexanderplatz, TV
kulesi ve yüksekler
Sıradaki hedefimiz
Alexanderplatz, yerlilerin
deyimiyle Alex. Ve tabi şehrin
her yerinden göz kırpan ikonik
yapı TV kulesi. Daha önce
birkaç kez daha yükseklere
davet ettiğimi biliyorum.
Yetmez ama evet diyenler
için önerim önce kulede
rezervasyon yaptırmaları. “Ben
geldim şöyle bir arkadaşa
bakıp çıkacaktım” durumu
yok. Bazen birkaç saati bulan
sıra için ücretinizi ödeyip
rezervasyon yaptırmanız
gerekiyor. Beklerken geçen
zaman için en güzel alternatif
ise herhalde Spree Nehri’nde
bir motor turu. Şehri bir de
nehirden görmek keyifli
oluyor. Alman mimarisinin
değişik örneklerinin nehir
kıyısında arz-ı endam
ettiği tur boyunca elinizi
deklanşörden ya da meraklısı
iseniz selfie çubuğunuzdan
çekemeyeceksiniz. Turdan
sonra randevumuza
geçebiliriz. Bir dipnot olarak
meraklıları için TV kulesine
giderken Berliner Dom’un
karşısındaki parkta Marx-
Engels Forum yer alıyor.
Forum alanında da Karl ile
Friedrich’in heykeli. Bir selfie
de burada düşünürsünüz belki.
Kim bilir?
Fernsehturm yani “televizyon
kulesi” Alexanderplatz
meydanına çok yakın.
Demokratik Almanya
Cumhuriyeti yönetimi,
1965-1969 yılları arasında
inşa edilen kulenin -Batı’yı
gözetlemek dışında- Berlin’in
sembolü haline gelmesini
amaçlamış. Ve görünen o ki
başarmış. Kule, 368 metrelik
uzunluğuyla, Almanya’daki en
uzun yapı. Neyse ki asansör
var. Gövde içindeki iki asansör
ile en tepedeki küreye 40
saniyede çıkacaksınız.
been stolen from this historical
site during the Gulf War when it
got jammed under the military
build-up of the US Army. And we
all know what is going on in that
region today. That is why we can
safely feel good that the Gate of
Ishtar has been smuggled out.
The Mshatta Façade is a giant
piece in the museum from a
desert castle dating back to
8th century Jordan. It has been
damaged due to desert winds
and storms but its beauty is
still striking. It is one of the
most important pieces in the
permanent collection of the
Museum of Islamic Art section.
Spree, Alexanderplatz, TV
tower and heights
Our next stop is Alexanderplatz,
known by the locals as Alex. And
of course the iconic TV tower
that can be seen from anywhere
1...,81,82,83,84,85,86,87,88,89,90 92,93,94,95,96,97,98,99,100
Powered by FlippingBook