87
Berlin’deki Bergama
Dünyanın en meşhur ve en çok
ziyaret edilen müzelerinden
birinin isminin Bergama
olması kulağa tuhaf gelen
bir tesadüften ötesi elbette.
Kendisi barındırdığı ören
yerleriyle ancak 2014 tarihinde
UNESCO Dünya Mirası
Listesi’ne girmeyi başaran
İzmir’in kuzeyindeki şirin ilçesi
Bergama’nın antik Pergamon
Krallığı’na başkentlik yaptığı
yıllara ait en büyük buluntu
ve eser olan Zeus Sunağı
maalesef Anadolu yerine
Berlin’deki bu müzede arz-ı
endam etmekte ve 1930 tarihli
bu müzeye ismini vermekte.
Bergama müzesi üç
bölümden oluşuyor: Klasik
Antik Çağlar Koleksiyonu,
Eski Yakın Doğu Müzesi ve
İslam Sanatı Müzesi. Türkçe
seçeneğinin de bulunduğu
“audio guide”lardan birini
alarak, uzun bir vakti buraya
ayırmalı. Ve müzede kaldığınız
süre boyunca “bunlar
bizim geri verin” tribinden,
“adamlar koruyor, bizde olsa
darmaduman olurdu” tribine
kadar birçok farklı düşünce
arasında kaybolup gitmeye
hazırlıklı olmalı. Hiç kuşkusuz
müze adasındaki en görülesi
yer burası.
Bergama Zeus Sunağı, Milet’in
Market Kapısı, İştar Kapısı ve
Mshatta Alınlığı gibi yapılar
ve bu yapılara ait eserler,
gerçek yerlerinden ayrıntılı
bir şekilde toplanarak bu
müzede yeniden birleştirilmiş.
Özellikle Bergama ve Milet’ten
alınan eserlerle oluşturulan
koleksiyonun Almanya’ya yasal
olarak getirilip getirilmediği
konusunda tartışmalar
hala sıcak. Mesela Zeus
guides” which have a Turkish
selection and spend some time
here. And while you are in the
museum, be prepared to lose
yourself amidst various opinions
such as “these are all ours,
give them back” or “these guys
preserve them, they would all be
demolished if they were still in
our country”. It is undoubtedly a
must see in the museum island.
Structures such as the Pergamon
Altar of Zeus, Market Gate of
Miletus, Ishtar Gate and Mshatta
Façade along with important
pieces of these structures have
been recollected in detail and
are on display in this museum.
It is still a matter of heated
debates whether the pieces
from Pergamon and Miletus
have been brought to Germany
legally or not. Let us consider
the Altar of Zeus. It is known
that an archeology buff German
engineer who came to the
region in 1871 with an excuse
for building roads took it out of
the country piece by piece. The
Government of Turkey applied
to the German Government for
taking back these pieces and
the discussions are still ongoing
even though they seem pretty
futile. The museum is visited
annually by about 850,000
people.
As you know, the Zeus Altar
of Pergamon is a monumental
religious structure made of
marble which was ordered to be
built in 2nd century B.C. at the
city of Pergamon by the Attalos
Dynasty ruling the Kingdom of
Pergamon. The structure shaped
like a horseshoe was located on
the Bergama Acropolis. Today,
one can find only its foundations
in Bergama. The structure is
about 35,64 m wide with a depth
of 33,4 m and has steps that
are 20 m wide at its entrance.
The altar is one of the best
known and the best preserved
ancient structures in the world
and the frescoes on the marble
coatings both inside and outside
the structure are considered to
