83
Olimpos mitolojide baş tanrı
Zeus ile beraber diğer 11
tanrının oturduğu dağdı.
Zeus’un egemenliğini kabul
etmeyen titanlar ona karşı
ayaklandılar ama Zeus
onları tanrısal zekasıyla alt
etmeyi başardı. Fakat bu
yenilgiyi kabullenemeyen biri
vardı. Titan İapetos’un oğlu
Prometheus. Prometheus’un
anlamı “önceden düşünen”
demekti.
Prometheus bir intikam
planı yaptı. Zeus ve diğer
tanrılara karşı kin besliyordu.
Sonradan tanrıları inkar
edecek, onları hiçe sayacak,
işleyeceği kötülüklerle vahşi
hayvanlara taş çıkartacak,
dünyanın başına bela olacak
bir mahluku, insanı, yaratarak
tanrılardan öcünü almayı
düşündü. İlk insanı balçıktan
yaratırken balçığı su ile değil
kendi acısının özü olan gözyaşı
ile karıştırdı. Ancak yarattığı
insan pek aciz ve cahildi. Çiğ
etlerle besleniyor, yapraklarla
örtünüyordu. Yarattığı
mahluklara acıyan Prometheus,
daha iyi yaşamaları, vahşi
hayvanlardan tesirli silahlarla
korunmaları, madenleri
işlemeleri için onlara ateşi
vermeyi düşündü. Lemnos
adasına gidip, Hephasistos’un
ocağından bir kıvılcım çalıp,
ilahi bir armağan olarak
ateşi (aklı) insanlara verdi.
İnsanlar o günden beri daha
iyi yaşamaya başladılar ama
zavallılıklarını unutarak gurura
kapıldılar. Kendilerini tanrılarla
eşit tuttular ve onlara karşı
ödevlerini unuttular. Zeus,
bu şımarık mahlukların böyle
yapacaklarını bildiği için,
kutsal ateşten onları mahrum
bırakmıştı.
Ateşi çalarak insana verdiği
ve onu şımarttığı için Zeus,
Prometheus’a kızdı ve onu
Kafkas dağlarının en yüksek
tepesine gönderdi. Zincire
vurdurdu. Acısı hiç bitmesin
diye bir kartal, her gün
yenilenen ciğerini büyük ve
güçlü gagasıyla yiyordu. Bu
işkence tam bin sene sürecekti
fakat otuz yıl sonra Zeus bu
günahkara acıdı ve onu affetti.
Ateşle tanışan insan zamanla
onu kullanmayı ve kontrol
etmeyi de öğrendi. Önceleri
ondan korktu. Acımasız olduğu
durumlarda ölümcül sonuçlar
yaratan ateş, yaktığı nesnenin
bir kısmını, duman olarak aynı
ruh gibi göğe gönderirken, bir
kısmını da kül olarak beden
gibi toprağa bıraktı. Tıpkı
tanrının yaptığı gibi. Bu, ateşi
korkulduğu oranda saygın bir
düzeye çıkardı.
İnsanlar ateşe başka anlamlar
da yüklediler. Ateş alevinin
fallik bir görünüme sahip
olması sebebiyle onun
erkek karakterli bir element
olduğunu düşündüler hatta
bazı toplumlarda erkeklik
tohumu ile özleştirildi. Çünkü
yine erkek karakterli “hava” ile
güçlenirken, dişi cinsiyetli “su”
ile karşılaşınca sönüyordu.
İnsanın ateşle imtihanı
eskiye dayanıyor ve hala
devam ediyor. Hele bizim
gibi, üstümüzdeki güneşle,
altımızdaki şimdilik sönmüş de
olsa her an patlayabilecek bir
yanardağın, iki ateşi arasında
kalanlar için.
In mythology, Olympus is the
mountain where Zeus, the father
of gods, and 11 other gods lived.
The Titans, not accepting the rule
of Zeus tried to fight him but he
managed to out-smart them with
his deific wisdom. There was only
one Titan who could not accept
this defeat. Prometheus, son of
Iapetus the Titan.
Prometheus meant “fore-thinker”
in Greek, thus he made a plan
for vengeance. He held a grudge
for Zeus and the other gods.
His plan was to create man who
would later on deny the gods,
ignore them, put wild animals
to shame with the terrible things
he has done, and be a trouble
for the world. When he made the
first men out of clay, he did not
use water, but the essence of
his sorrow, his tears. However,
the man he created was weak
and ignorant. He ate raw meat,
covered himself with leaves.
Pitying the creatures he created,
Prometheus thought of giving
them fire so that they could
live better; protect themselves
from wild animals with effective
weapons and process metal. He
went to the island of Lemnos and
stole a spark from the furnace
of Hephaestus, giving man
fire (wisdom) as a divine gift.
Mankind started leading better
lives from that day on but they
quickly forgot their miserable
times, became too proud. They
starting themselves as equals
to gods. Zeus knew that was
exactly what they would do and
that was why he denied them
the holy fire. Zeus was angry
at Prometheus for stealing fire
for man and spoiling him, so hi
banished him to the highest hill
of the Caucasian Mountains. He
chained him there. To make sure
his pain never ended, an eagle
came every day to eat his liver
with its large and powerful beak
and the liver would regenerate
every single night. This torture
was to last for a thousand years
but after thirty, Zeus took pity at
him and forgave him.
After being introduced to fire, in
time, the mankind learned to use
and control it. First he was scared
by it. Fatal when it became cruel,
let some part of the matter it
burned to the sky in the form of
smoke, just like the soul; let some
part on earth, just like the body.
Just like God does. Man feared
as well as respected fire.
People attributed various
meanings to fire. Due to its
phallic image, they thought it to
be masculine element, in some
societies it was even identified
with the seed of men. Because,
it grew stronger with “air”, also
masculine; died with “water”
which was feminine.
Mankind’s test against fire still
continues. Especially for the ones
like us, living between two fires,
one of the sun above and the
other a volcano below, though
currently a dormant one.