109
“Uçmak için kanatlarım
varken niye yürümek için
ayaklar isteyeyim ki?”
1907 doğumlu olmasına
rağmen, Meksika devriminin
gerçekleştiği 1910 yılını
doğum günü olarak ilan
etmesiyle “devrimin asi kızı”
olarak anılmaya başladı Frida.
Kendi doğumunu ülkesinin
doğumuna bağlayan ressam 6
yaşında çocuk felci geçirerek
topal kalmasıyla başlayan ve
yüreklere “ateş” düşüren acı
dolu hayat hikayesinin filmleri
çekildi, kitapları yazıldı. Başına
ne gelirse gelsin, hayata bakış
açısından taviz vermeyen Frida
Kahlo, sevgi dolu ailesinin en
zeki çocuğuydu. Tıp okuyacak
ve doktor olacaktı. Babasının
desteği ile başlayan tıp eğitimi
süresince her zaman başarılı
bir öğrenciydi. Okulda dahil
olduğu edebiyat grubuyla
birlikte sanat, felsefe gibi
alanlara da ilgi duymaya
başladı. Okuyarak, araştırarak
her şeyi anlamaya çalışarak
sürekli kendini geliştirdi. Ancak
ailesinin yaşadığı ekonomik
sıkıntılar yüzünden okula
devam edemedi ve onlara
destek olmak için babasının
matbaacı bir arkadaşının
yanında çalışmaya başladı.
Burada ressamlık konusundaki
yeteneklerini keşfetmiş olması
ise onun için bir hobi bulmuş
olmaktan başka hiçbir anlam
ifade etmiyordu. 19 yaşına
geldiğinde, hayatının dönüm
noktalarından biri daha
gerçekleşti. Yılarca yatağa
bağlı yaşamasına ve tam 32
ameliyat geçirmesine neden
olan o korkunç kazayı yaşadı.
Bir tramvay ile çarpışan o
otobüste olmasının nedeni
ise şemsiyesini kaybettiğini
fark ederek, onu aramak
için bir önceki otobüsten
inmiş olmasıydı. Kazada
aldığı yaralardan sonra asla
çocuk sahibi olamayacak,
belki de bir daha asla
yürüyemeyecekti. Otobüsteki
demir borulardan biri leğen
kemiğini delerek vücuduna
saplanmıştı. Hastaneye
götürüldüğünde köprücük
kemiği ile birkaç kaburgası
kırıktı. Sağ bacağı 11 yerden
ezilmiş, leğen kemiği de üç
yerinden ağır darbeler almıştı.
Bir ay boyunca hastanede
kalan Frida, neredeyse
parçalara bölünmüştü
ve yaşaması doktorlar
tarafından da imkansız olarak
görülüyordu. Omurgası ve
bacağı sürekli sızlıyor, acılar
içinde kıvranıyordu. Bir ay
sonra taburcu edilip hayatına,
evinde yatalak olarak devam
etti. Ne acılarını dindirecek
bir çare bulabiliyor, ne de
yaşamaktan vazgeçiyordu.
Ailesinin ekonomik durumu
ise her geçen gün biraz
daha kötüye gidiyordu. Her
olumsuzluk ardı ardına dizilmiş,
Frida’nın hayatını zorlaştırmak
için uğraşıyordu sanki. Kendi
deyimiyle “uçmak isteyen
ama uçamayan bir kuş”tu
o. Ailesinin, artık yaşam
alanı olan yatağının tavanına
“Feet, what do I need you
for when I have wings to
fly?”
Though she was born in 1907,
since she declared her birthday
as the same year of the Mexican
revolution, 1910, she was
known as the “rebel girl of the
revolution”. Movies were made,
books were written about the
heartbreaking painful life story
of the artist, who attached her
birth to the birth of her country,
which begins with her becoming
limp due to polio at the age of
six. Frida Kahlo, who was the
smartest kid of a loving family,
whatever happened, never
compromised her attitude
towards life. She was supposed
to study medicine and become
a doctor. She was always a
successful student during her
medical training which began
with the support of his father.
She started hanging out with
the literature crowd at school;
she developed an interest for art
and philosophy. She constantly
improved herself through trying
to understand things by reading
and doing research. However, the
economic distress of the family
kept her from continuing her
education and in order to support
them, she started working for
a friend of his father’s, at a
printing house. Here, when she
discovered her talent for painting,
this only suggested a new hobby
for her. She had came across
another milestone in her life at
the age of 19. She had a terrible
accident which bound her to bed
for year, causing 32 operations in
her lifetime. The reason she was
on the bus which collided with the
trolley car was that she lost her
umbrella and got off the previous
bus to look for it. She would never
have children due to her injuries
from the accident and maybe
never walk again. One of the iron
handrails in the bus pierced her