118
İspanya’nın üçüncü büyük
kenti. 2004 ve 2008 yıllarında
iki defa Olimpiyat Oyunları’na
aday olmuş, birinci ligde
bir şehirden bahsediyorum.
Avrupa’nın sur içi bölgesi en
geniş şehirlerinden. Atlantik
Okyanusu’na kuş uçuşu 70
kilometre uzakta olmasına
rağmen tarih boyunca ülkenin
önemli liman kenti olmuş.
Kıyısından geçen Guadalquivir
ile bağlanıyor okyanusa ve bu
sayede ırmakta 105 kilometre
yolculuktan sonra açık denize
ulaşılması onu saldırılara
karşı güvenli ve cazip kılmış.
Sevilla, Endülüs Emevileri ve
sonrasındaki küçük Müslüman
sultanlıklarla önem kazanmış.
1248’de III. Fernando’nun
fethiyle Hıristiyan İspanyolların
eline geçmiş. 1492’de Kristof
Kolomb’un Amerika’yı keşfiyle
açılan sömürge çağında Afrika
ve Uzakdoğu’dan getirilen
mallar hep bu limandan
Avrupa’ya girmiş. Altın,
gümüş, kahve, tütün, o yıllarda
Avrupa’da hiç bilinmeyen
domates, patates önce
Sevilla’ya uğramış. Bugün
şehrin sokakları, parkları
o günlerin mirası egzotik
ağaçlarla dolu. Zamanla
ticaretle zenginleşip “Altın
Şehir” adını almış. Sermaye
birikimi daha sonra sanayi
devriminin önünü açmış.
from Africa and the Far East
has entered Europe through
this harbor. Gold, silver, coffee,
tobacco along with tomatoes and
potatoes, which were not known
at the time, have first entered
Seville. Today, the streets of the
city are filled with exotic trees
that are the inheritance of those
times. In time it has florished and
became known as the “Golden
City”. The accumulation of capital
has then paved the way for the
industrial revolution.
Seville has experienced the
pain of losing its colonies and
commerce in the 18th century
during the unproductive period of
the Spanish Kingdom. Whereas,
in 1929 it has started to rise
again with the Ibero-American
Fair. A change that is similar
to that of Barcelona after the
Olympics has been experienced
in Seville as well. The 1992
Expo Fair has revived the city
and has developed its modern
appearance. Seville has been
selected as the capitol of the
Andalusian Autonomous Region
after which Spain has entered the
European Union, thus returning
back to its days of glory;
becoming a wonderful world city
hosting international activities
without losing historical texture.
Now back to our “let’s travel and
see” section. Of course I will
not suggest a route based on
museums as was the case for
London. Seville is not a city you
go to for its museums. This is a
city in which flowers bloom even
from the sewer grates, the streets
uzaktaki yakın
so far so close