117
hep bu şehirde geçer.
Cervantes’in Don Kişot’u
Sevilla Hapishanesi’nde iken
tasarladığı ve kaleme almaya
başladığı rivayet edilir. Don
Jose’nin Carmen’e olan aşkı
her yaz Sevilla Açık Hava
Tiyatrosu’nda defalarca
sahnelenir. Carmen şehirle
özdeşleşmiştir adeta. Şehirli
kadınlar da onunla. Santa
Cruz mahallesinin daracık
taş sokaklarında gezerken
gözlerinizin içine meydan
okurcasına bakan Carmen’lerle
karşılaşacaksınız, şaşırmayın.
Matador edasıyla dolaşan
Don Juan’lar göreceksiniz.
Sokaklarda kendinizi tiyatro
sahnesinde hissetmeniz
an meselesi. Balkonlardan
flamenko şarkılarının,
kahkahaların sokaklara
yayılmasına tanık olacaksınız.
Sokakta yürürlerken birdenbire
coşup alkışlar ve topuklarıyla
ritim tutan, şarkı söyleyip
dans eden, sonra hiçbir şey
olmamışçasına kaldıkları
yerden hayata devam eden
gençler göreceksiniz. Anı
yaşayan, hayata “Mañana?
Ya veremos” yani “Yarın mı?
Hele bir yarın olsun bakarız”
anlayışıyla bakan; yemeyi,
içmeyi, eğlenmeyi önemseyen,
arta kalan zamanda çalışan
Sevillalıları...
Sevilla, baharı mart sonunda
Paskalya kutlamalarıyla
karşılar. Caddelerindeki
narenciye ağaçları çiçeklenir,
tüm kenti baş döndürücü
güzelikte bir koku kaplar.
UNESCO Dünya Kültür Mirası
Listesi’ndeki Santa Cruz
Mahallesi’nin parke taşı kaplı
dar sokaklarında yürümenin,
portakal ağacıyla süslü küçük
meydanlarını keşfetmenin tam
zamanıdır bahar. Aralık-Ocak
sayısında olduğumuza göre
mart için rezervasyon yapmak
için de en ideal zamandayız
demektir, benden hatırlatması.
Sevilla 700 bin merkez, 1,5
mliyon metropol nüfusuyla
you are walking down the narrow
stone streets of the Santa Cruz
neighborhood. You will see Don
Juans walking like matadors. You
can feel yourself as an actor on
stage while walking down the
streets. You will witness flamenco
songs and the sound of laughter
rushing off of the balconies. You
will see young people clapping
vehemently and tapping out to
the rhythm with their heels and
then continuing with their lives
as if nothing has happened.
The Sevillen people living in the
moment, with their understanding
of “Mañana? Ya veremos” that
is “Tomorrow? We’ll see about it
then,”; with a love of food, drinks,
and fun, only working in their
leisure times...
Seville greets spring with Easter
celebrations at the end of March.
The citrus trees on the streets
blossom, a dazzling scent takes
over the city. Spring is just the
right time to walk down the
narrow cobblestone streets of the
Santa Cruz neighborhood which
is in UNESCO’s World Cultural
Heritage List and to discover
the lovely squares covered with
orange trees. Since this is our
December-January issue, it
means we are in the ideal time
to make reservations. Just a
reminder.
Seville is the third largest city
of Spain with a municipal
population of 700 thousand and
a metropolitan population of
1,5 million. I am talking about
a city in the premier league,
that has been a candidate for
the Olympic Games twice, in
2004 and 2008. It is one of the
cities with the largest Old Town
areas in Europe. It has been the
most important harbor city of
the country throughout history,
even though its flight distance
from the Atlantic Ocean is 70
km. It connects to the ocean
via the Guadalquivir River and
thus it has become protected
against attacks as it can only
be reached form the open seas
after a voyage of 105 kilometers
in the river. Seville has gained
importance with various small
Muslim sultanates during the
Andalusia Emevi period and later.
During the colonization period
that started after Christopher
Columbus discovered America
in 1492, the goods brought in